Oğuzhan Osmanoğlu

Oğuzhan Osmanoğlu

Mail: aksarayportal@hotmail.com

Tırlattık Mı Ne

         Yaş mahdudu kırk ve üzeri olup da devr-i Kadim’i; demem o ki eskiyi özlemeyen yoktur. Arkadaşlıklardan aşklara, içeceklerden aşlara, şarkılardan türkülere, geceden gündüze, yazdan kış’a, güzden bahara her şeyin ayrı bir leziz tadı vardı.

Kısıtlı imkânlarla yoğrulan iş dünyası; kalitesi tartışılmaz eğitim hayatı, sadakat ve vefa dolu arkadaşlık ve evlilikler mazide kaldı. Teknoloji değişti, devir değişti, dünya değişti, insanlar değişti ve hâkeza ruhlar değişti. Tuzu noksan, hormonlu bir hayata dönüştü her âlem. Az kazanıp şükreden bir toplum, kıt kazanıp paylaşan bir anlayış; yerini hırs ve tamaha bıraktı. Evet değişti, her şey gibi ihtiyaçlarda değişti.

Özenen, doymayan, tüketen, lüks yaşayan,  haram helal demeden aldatan, aldanan bir toplum olduk. Kimi zaman, tükenmek bilmeyen ihtiyaçların artması; kimi zaman teknolojinin ilerlemesi ve oturduğumuz yerden tüm dünyayı görüp özentiler, kimi zaman da değişen devirle birlikte ruhların da değişmesi,  robota benzer bir insan kimliği ortaya çıkardı. Hayal gücünüze ve mâziyi özlemenize hayranım dostlar. Hele bir düşünün; Çocukluğunuzu hayal edin… Soğuk kış gecelerini… Bitmek tükenmek bilmeyen gaz lambası eşliğinde sohbetleri… Siyah beyaz fotoğrafları, renksiz tek kanallı televizyon günlerini…

SMS, MAİL, FACEBOOK, TWİTER, WHATS UP internet olmadan yaşanan doğal aşkları… Türkülerdeki manaları, ‘Canım kadar sevdiğim’’ diye başlayıp,’’kalbin kadar bu beyaz sayfayı’’  diye devam eden hatıra defterli günleri… Maltepe, birinci ya da samsun cigarası içtiğiniz günleri… Sıcak yaz gecelerinde eşik altı muhabbetleri… Hele o okul yıllarını…

Okul aşklarını, öğretmene saygıyı, yazılı tekniklerini, kütüphane günlerini, müsamere çalışmalarını… Neyi özlemiyoruz ki? Mazide kalan her şey özleniyor. Eski eskide kaldı,  lakin eski tatlıydı tuzluydu. Hormonsuz, yalın ve dostluklar dâhil tüm ilişkiler daha güvenliydi. İnsan sokağa çıktımı sırtını dayayacak onlarca eş dost akraba bulabilirdi. Evet, belki kısıtlıydı hayat, belki kıtlık vardı, az kazanmak vardı ama az da olsa hayata doyum olmazdı.

Eski eski de kaldı, mâzi hayallerde kaldı. Daha çok kazanıyor, daha çok çalışıyor, daha çok üretip,  daha çok tüketiyoruz. Daha şık giyinip, daha güzel arabalara biniyoruz. Daha süslü sofralarda,   daha çeşitli besleniyoruz. Daha çok arkadaşımız, daha çok ayakkabımız, daha çok seyredecek kanalımız var. Lâkin kabul edelim toplumca depresyondayız ve toplumca tırlatıyoruz ve dâhi tırlattık vesselam…

 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar