Tevbe, “geri dönmek” demektir ve insanın yörüngeden çıkan iç dünyasının Allah’ın oturttuğu yörüngeye yeniden yerleştirilmesini ifade eder.
İstiğfar, “Allah’tan af dileyip o günahı hiç işlememiş saymasını isteme” demektir.
Tevbeve istiğfar iki aşamalı bir Allah’a yöneliş eylemidir. Tevbe, günahtan vazgeçip hakikate dönüş aşamasını; istiğfar, günahın cezasından vazgeçmesi için Allah’a yalvarma aşamasını temsil eder.
Kur’an’ın günah konusundaki öğretisi özetle şudur: Hiçbir günah Allah’ın affından büyük değildir. Hiç kimse, O’nun affından büyük günah işlediği duygusuna kapılmamalıdır. Günahtan çok daha büyük günah olan iki şey vardır:
1. Günahına karşı kayıtsızlık ve aldırmazlık.
2. Günahının affı hususunda umutsuzluk.
"Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da O'na tövbe edin ki sizi belirlenmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yararlandırsın ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum." (Hud, 11/3)
Ayette geçen istiğfar ve tövbe arasındaki farkın ne olduğu hususunda âlimler ihtilaf etmişlerdir. Mağfiret bağışlanmayı istemek, tövbe ise, üzerinde bulunan uygunsuz davranışlardan vazgeçmektir, şeklinde açıklanmıştır.
Mağfiret dileme ve bağışlanma isteme işi, iman ve amel-i salih ile olacaktır. Onun için kuru bir istekle kalmayıp sonra da O'na tövbe ediniz. Sizi O'ndan çevirmiş ve uzaklaştırmış olan günahlarınıza pişmanlık duyup O'na tam bir samimiyetle yöneliniz, O'na dönünüz. Çünkü hak yolundan yüz çevirmiş olanlar, yine hak yoluna dönmedikçe muradlarına eremezler. O'nun bağışlanma isteğine de tövbe ile birlikte tevessül etmek, Hepiniz Allah’a tövbe edin, ey müminler! Belki böylece korktuğunuzdan kurtulur, umduğunuzu elde edebilirsiniz.” (Nur süresi (24), 31),
Buradaki belki kesindurumun ahirete sunduğumuz dilekçenin kabulümü, retmi kesin sonucu orda göreceğimizi akıldatutarak çok samimi ve ihlas ile tevbeleretmeliyiz, hadlerini aşıp kendilerini israf eden kullarım! Allah’ın rahmetinden asla umut kesmeyiniz! Allah bütün günahları affedebilir: Çünkü O, evet O’dur sınırsız bağışlayıcı olan, merhamet kaynağı olan!” (39,53).
İstiğfar bizzat istenen bir taat şeklidir. Tövbe ise istiğfarı tamamlayan unsurlardan olduğu için istenmektedir. İstiğfar mağfireti, günahların örtülmesini, kapanmasını, affedilmesini istemektir. Tövbe ise günahlardan tamamen sıyrılmak, geçmişte işlenilen günahlardan dolayı pişmanlık duymak, bu günahlara bir daha dönmemeye, bir daha işlememeye azmetmek demektir.
Diğer bir mana ise "tövbe edin" emrinin manası "Tövbe ve taatle Ona dönün" demektir. Şöyle de açıklanmıştır: Geçmiş günahlarınızdan ötürü, O'ndan mağfiret dileyin ve ne zaman olursa olsun yeni yaptığınız günahlardan dolayı da O'na tövbe edin.
Allah Teâla, “Ey iman edenler, Nasuh tövbe ile tövbe edin ki Allah da sizin kabahatlerinizi affetsin ve altlarından ırmaklar akan cennetlerine koysun.” (Tahrim, 66/8) buyurarak yapılan tövbelerin kabul edileceğini beyan eder.
Ayette Geçen Nasuh Tövbe İse Şöyledir:
1. Allah’a karşı günah işlediğini bilerek, bu günahtan dolayı Allah’a sığınmak ve pişman olmak.
2. Bu suçu işlediği için üzülmek, Yaratıcıya karşı böyle bir günah işlediğinden dolayı vicdanen rahatsız olmak.
3. Bir daha böyle bir suça dönmeyeceğine dair bir karar içerisinde olmak.
4.Kul hakkını ilgilendiriyorsa onunla helalleşmek.
Bir hadiste Peygamberimiz (asv) şöyle buyurmuş. Nasuh tövbe şudur:
- Günahlara pişmanlık.
- Farz ibadetleri yapmak.
- Zulüm ve düşmanlık yapmamak.
-Kırgın ve küskünlerle barışmak.
-Bir daha o günaha dönmemek üzere karar vermek.
1.Ben kulum, kusurluyum. Kusurumun farkındayım. Hem günah işleyip hem günahsızmış gibi davranmaktan Sana sığınıyorum.