Rabıta: Hind mistisizminin Yoga’dan esinlenerek uydurduğu ve İslam’a soktuğu bir bidattir. Tek rol model önder ve örnek olan Nebi Resullerin hiç biri AlLAH kuluna rabıta yapmamış ,kimseyi aracı edinmedi ,KURAN dada böyle bir emir yok. ARAF süresi 196: "Kuşkusuz benim velim, Kitap'ı indiren Allah'tır. O, salih olanları koruyup gözetir."
Araf 197: O'ndan başka dua ettiklerinizin, ne size yardım etmeye güçleri yeter, ne de kendilerine yardım etmeye. Kurandan öğüt vermeyen veliye evliyaya sizde uymayın Araf süresi 3. Kuran`dan başka hidayet kaynağı arayan sapıtmıştır. Tirmizi 2906 . Rabıtanın nasıl yapıldığını ve rabıta ile ne elde edileceğini henüz 13 yaşında girdiğimde Nakşibendî tarikatında şöyle anlatmışlardı: Mürid, abdest alarak kıbleye karşı iki dizinin üstüne tahiyyattaymış gibi oturur. Eğer müridin rabıta yapacağı ölmüşse şeyhinin bir resmini yanında bulundurur, onun resmine bakarak şeyhinin silüetini aklında tutar. Şeyhi ölmemiş de sağ ise onun görünüşünü aklında tutarak gözünü kapatır ve başını sol tarafa kalbinin üzerine eğilir. Mürid, hayalinde şeyhinin hemen karşısında yüksek bir koltukta yüzü kendine dönük olarak oturduğunu tasavvur eder. Şeyhin iki kaşı arasından bir nur musluğunun çıktığını farzederek oraya bağlanmış olan nurun akışını sağlayan bir hortumun bir ucunun da kalbine aktığını ve akan nur ile Mürid, kalbindeki günah kirlerinin temizlendiğini düşünür. Mürid bu halde iken kendine erişecek her iyiliğin şeyhinin aracılığı ile olacağını ve yine kendisine dokunacak her zararın şeyhinin müsaadesiyle ulaşacağını kabul eder. Rabıta anında kesinlikle göz açılmaz, kimse ile konuşulmaz ve kimseye cevap verilmez. Rabıta anında mürid dilini üst damağına yapıştırır kelime teleffuz etmeden içerden Allah-Allah-Allah der. Rabıtanın en kısa süresi on beş, en iyi olanı bir saattir. Bazı tarikatlara göre namaz kılarken, yemek yenirken ve yolculuk yaparken de yapılır. Bundan başka bir de “Ölüm rabıta”sı vardır.
Kısaca: Mürid, ölüm anını, yıkanmasını, kefenlenmesini ve cenazesinin kabre konuşunu hayal eder. Kabirde Münkir nekir meleklerinin gelip te sorular sorduklarında şeyhinin yetişerek cevap vermesine yardımcı olduğunu tahayyül eder. Bu anlatılanlargösteriyor ki, Rabıta yapmak bir ibadettir ve hemde şeyhe yapılan bir ibadettir. Cenabı Allah’ın Kur’an’ı keriminde bize farz kıldığı ibadetlerde böyle bir ibadet şekli yoktur. Yüce Allah, ibadetin sadece kendisine yapılmasını ve kimsenin bu duruma ortak edilmemesinide emreder. Allah’ü Zülcelâl Kur’an-ı kerimin İsra suresi 23. Ayetinde şöyle buyurur: “Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, ana babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti.Yine:kıldığımız namazların her rekâtında okuduğumuz Fatiha suresinin dördüncü ayetinde Yüce Mevla’ya şöyle söz veriyoruz ve ya bizden böyle söz alıyor: (Allah’ım!) Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz. Hâlbuki yapılan rabıta tarifinde gördüğümüz gibi rabıta yapan kişi hem şeyhine ibadet ediyor ve hem de şeyhinden yardım talep ediyor hatta kalbinde ki günahların şeyhinden gelen nur ile temizliyor yani affettiriyor.
Bunları yapan kişi açıkça şirk işlemiş olur, Allah korusun dinden çıkar. Oysa yetiş ya şeyh ,gavs Mehdi hızır diye tarih boyu yardım istenilenler , ne koronada , ne depremlerde, nede savaşlarda gelemediler aslada gelmezler ,ALLAH kullarına savaşa besili atlar yetiştirerek , yani günümüzde besili tank top , uçak füze vs ile hazır olun diyor Enfal süresi 60 da , yine Tevbe süresi 41 de size saldıran düşmanlarınıza top yekün sizde saldırın der , yani kul sebeplere sarılacak önce üstüne düşeni yapacak, yoksa kimse oturduğu yerden keramet beklemesin, ona buna yetiş ya felan diye şirke düşmesin . NİSA süresi 48,116 ayetlerde şirkin affedilmeyen günah olduğunu, YUNUS süresi 18, ZÜMER süresi 3 ayetlerde şirkin ALLAH AZZE VE CELLE ye yaklaştırdığına inandığın araya koyduğun , haham papaz , Şeyh Gavs , Mehdi Mesih vs , ZÜMER süresi 65 de böyle inanan her kişiniz tüm güzel amelleride boşa gideceği anlatılıyor.
Yorum Yazın