Bakırı altın suyuna batırıp satanlar gibi, şeytan da kötü işlemleri süsleyerek insanlara sunar. Günümüzde İslam âleminde ve toplumumuzda ahlaki çürüme, insanın erdemini hançerle yaralamaktadır. Verdiği sözde durmayan, başkalarının etkisinde kalıp arkadaşını, dostunu terk eden insanlar ikili oynamayla siyasi ve sosyal ahlakı kirletmektedirler. Yüce Allah bunu şeytan örneğiyle açıklamaktadır:
"Hani şeytan onlara yaptıklarını süslü gösterdi de, 'Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur, şüphesiz ben de sizin yardımcınızım' dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce ardına döndü ve 'Ben sizden uzağım, ben sizin görmediklerinizi görüyorum, ben Allah'tan korkuyorum, Allah'ın azabı şiddetlidir' dedi." (Enfal, 48)
Ayetten çıkaracağımız önemli neticeler vardır: Şeytan onlara amel yaratmadı. Onların amelleri vardı da şeytan onu onlara güzel gösterdi. Var olmayanı var etmedi, var olanı onlara süsledi. Şeytanın insanı etkileyip yoldan çıkarmasının metotlarından biri, eylemlerini insanlara süslemesidir.
"Ve şeytan da onlara yaptıklarını süsledi" (Enam, 43). Kalpleri katılaşanlara, çocuklarını öldürenlere, peygamberlere tepki gösterenlere şeytan amellerini süslü göstermektedir. Şeytan, bakırı altın suyuna batırıp sahte bir süs vererek altın diye satanlar gibi, kötü işlemlere sahte bir süs vererek insanlara sunmaktadır. Buradaki şeytanın güzel göstermesinin anlamı, yapılacak eylemin yerinde olduğunu göstermektir. Şeytan, eylemin doğru zaman, doğru yer ve haklı bir durumda olduğunu göstererek müşrikleri aldatmıştır. Şeytanın bu aldatma tarzındaki etkinliği devam etmektedir.
"Şeytan 'Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur, şüphesiz ben de sizin yardımcınızım' dedi." Şeytan hangi sözlerle müşrikleri etkilediğini, hangi eylemlerin yerinde olduğunu söylediğini burada gündeme getirip detaylarına kadar inmektedir. Şeytan, müşrikleri savaş için cesaretlendirirken onları kimsenin mağlup edemeyeceği vesvesesini kendilerine vermiştir.
Döneklik Gösteriyor
Ayette geçen ifade şudur: "Size komşuyum." "Komşu komşunun yardımcısı-dır" ilkesinden hareketle, şeytan onlara "Ben sizin komşunuzum, arkanızdayım, yardımcınızım" demiştir. Arap örfüne göre komşunun komşusunu koruması namus borcudur. Şeytan bu örfü kullanarak onları aldatma yoluna gitmiştir.
Ama biz "Ben sizin komşunuzum" ifadesinden başka bir mana çıkarıyoruz. Bunu ayetin devamındaki şeytanın hareketinden anlıyoruz. Dikkat edilirse şeytan doğrudan "Ben size yardımcıyım, sizin destekçinizim" demiyor da "komşunuzum" diyor. Bunun anlamı, sahte komşu gibi davranacağıdır. Ayetin devamı bunu göstermektedir. Şeytan, Müslüman tarafla uğraşamamaktadır. Çünkü onlar inanç ve ibadet özgürlüğü adına savaşma kararını almıştır, onların gönülleriyle Allah ilgilenmektedir. Allah'ın ilgilendiği gönüle şeytanın girmesi mümkün değildir.
Müslüman ordusu ile müşrik ordusu birbirlerini görebilecek mesafeye geldiklerinde, Allah burada şeytanın davranışını anlatarak, onları nasıl aldattığına dikkat çekmektedir. Şeytanın hareketi, "nekesa" kelimesiyle ifade edilmektedir. Bu kelime "izi üzere geri dönmek, geri durmak, bırakıp kaçmak" anlamlarına gelmektedir.
Şeytan tabanları üzerine geri dönerken, yaptığı eylemin mazeretini de ifade etmekten geri durmamıştır. "Ben sizden uzağım" ifadesi, şeytanın dönekliğini gösteren bir ifadedir. Önce beraber olduğunu söylüyor, sonra da iş ağırlaşınca uzak olduğunu söylüyor. Böylece yapamayacağı işi söylediğinden dolayı döneklik gösteriyor. Demek ki bir işe söz verip ardından cayanın ahlakı, şeytani bir ahlak olmaktadır. Aynı davranışı şeytan Haşr Suresi'nin 16. ayetinde imanlı bir insana da yapmaktadır: "(Münafıkların durumu) tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, 'İnkâr et' der, insan inkâr edince de 'Ben senden uzağım, çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım' der."
Nankörce Davranmak
Şeytan Allah'a inanmaktadır, oysa inkâr eden insan, şeytandan daha kötü bir çizgiye gelmiş demektir. Ama şeytan, inkâr edenden derhal uzaklaşmaktadır. Arkadaşını yüzüstü bırakıp ondan ayrılmak münafıklık ahlakıdır.
Bazı insanlar beraberce çıktıkları ve dava arkadaşı oldukları bir konuda davalarının ideallerine doğru yürürlerken karşılaştıkları umulmayan meselelerden dolayı biri diğerini terk eder.
Yorum Yazın