14 yıldır süren bir katliam,
Suriye’de mezhep çatışması olarak başlayan ve emperyalist güçlerin kışkırtmasıyla büyüyen bir iç savaş...
Babadan oğula geçen dikta bir yönetimin bir ülkeyi nasıl mahvettiğini tarihe tanıklık ederek yaşadık.
Rusya’nın sıcak deniz hayallerini gerçekleştirdiği,
İran’ın şii mezhebine omuz verdiği,
Amerika’nın İsrail'in güvenliği için bölgeyi tam bir terör merkezine getirdiği,
Avrupa’nın ‘Aman bize bulaşmasınlar’ diyerek Türkiye’de mülteci ve göçmen üssü kurduğu,
14 yıl boyunca katliamın, gözyaşının dinmediği, milyonlarca insanın göç yollarında öldüğü,
PKK, YPG, IŞİD, diğer terör örgütleri ve rejim askerleri tarafından; günahsız sivillerin, çocukların, kadınların, yaşlıların, canlı yayında katledildiği,
Kimilerine göre 1,5 kimilerine göre 3,5 milyon insanın hayatını kaybettiği,
10 milyona aşkın Suriyelinin başta Türkiye olmak üzere farklı ülkelere göç ettiği,
Birçok Suriye şehrinin enkaza döndüğü koca bir ülke var karşımızda şimdi.
Büyük ülkelerin bir şekilde el sıkıştığı,
Kimilerine göre İslami yeni bir Afganistan’ın inşa edileceği bir ülke yolunda ilerleyen,
Sadece adı Suriye olan ama hangi büyük ülke ya da ülkelerin eline bırakılacak bilinmeyen bir Suriye var karşımızda.
Sınır komşumuz Suriye’de peki şimdi ne olacak?
Hani güzel bir söz vardır ya Anadolu’da “Gelen gideni aratır” diye, aratmaz inşallah.
Sınır komşumuz Suriye’deki her hareket ve oluşum ülkemizin ilerideki bekası için çok önem arz ediyor.
Devlet büyüklerimiz bu konuları elbette enine boyuna düşünüyor ona göre hamlelerini yapıyorlardır.
Beni düşündüren şey,
Suriye meselesinde geçen 14 yıllık süre içinde çok yalnız kaldık, çok ihanete uğradık, çok arkamızdan vurdular.
Yeni süreçte geçmişten ders alarak bölgedeki varlığımızı daha da güçlendirmemiz gerekiyor.
Ülkemiz 14 yıl boyunca başta Suriyeli mülteciler olmak üzere birçok alanda büyük paralar ve bedeller ödedi.
Gözün aydın Suriyeli misafirlerimiz.
Esad rejiminin devrilmesiyle dünden itibaren ülkemizde yaşayan Suriyeli misafirlerimiz sevinç gözyaşları dökerek şükür namazları kıldılar.
Hadi hayırlısı, insanın kendi yurdu ve evi gibisi yoktur.
Esad tehdidi de ortadan kalktığına, hatta muhalif liderlerin farklı ülkelerde yaşayan Suriyelilere “Yurduna dön” çağrısına da bakılınca,
Hadi bakalım yolunuz açık olsun, yavaş yavaş dönüş hazırlıklarınıza başlarsınız diye düşünüyoruz.
Giderken nargilelerinizi de unutmazsınız sanırım.
Suriye’nin her zamankinden daha çok sizlere ihtiyacı var.
Eminim sizler de böyle düşünüyorsunuz.
İnanın sizlere çok alışmıştık,
Siz hele bir gidin yerleşin, söz bolca misafirliğe geliriz.
Öyle bizler 14 yıl boyunca bayağı bayağı et ile tırnak olduk.
Hadin bakalım Suriye sizi bekler ve orada yapılacak çok işler var.
Zaten çoğunuz Türkiye vatandaşısınız,
İstediğiniz zaman rahat rahat gelip ülkemizde plajları ve kafeleri ziyaret edebilirsiniz.
Kalın sağlıcakla,
Hepinizi kirpiklerinizden öpüyorum.
Yorum Yazın