ALLAH bizlere Vahi olan Kur’an’a sımsıkı sarılın derken, Müslümanlar din kardeşlerini öteleştirerek, hatta düşmanmış gibi görerek mezhebine, şeyhine, cemaatine din diyor.
Oysa yüce kitabımız ALİİMRAN süresi 103'üncü ayetinde mealen: Ve hepiniz, Allah’ın ipine Kur’an’a sımsıkı tutunun, fırkalara ayrılmayın! Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki ni’metini hatırlayın; siz (birbirinize) düşman olmuştunuz.
Sonra sizin kalplerinizin arasını birleştirdi, böylece O’nun (Allah’ın) nimeti ile kardeşler oldunuz. Ve siz ateşten bir çukurun kenarında iken sizi ondan kurtardı. İşte Allah, ayetlerini size böyle açıklıyor. Umulur ki böylece siz hidayete erersiniz.
Bu ayet Müslümanları uyarıyor, dinini mezhepleştirme, mezhebini de dinleştirme, tefrikayada düşme diye uyarırken, Müslümanlar tekbirlerle Allahu Ekber nidalarıyla birbirini öldürüyor, öldürürken de besmele çekiyor hem de ALLAH'ın rahman ismiyle öldürüp cihat ettiğini zannediyor, bu işe de Yahudi, Hristiyan olan İslam düşmanlarını sevindirip onların ekmeğine yağ sürüyor, bunları KUR'AN Enfal süresi 46'ıncı ayetinde mealen:
Allah’a ve O’nun Resul’üne itaat edin, niza etmeyin (anlaşmazlığa düşmeyin), yoksa zayıf düşersiniz ve kuvvetiniz (elinizden) gider.
Sabredin. Muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir. Bu ayetlere uymayanlar Filistin’de Suriye’de, Afganistan’da, Irakta Müslümanları Şia, Sünni kavgasıyla bölük pürçük etti, oysa ALLAH vahi olan kitabı Kur’an’ın FUSSİLET süresi 33'de mealen: Allah’a davet eden ve Salih amel yapan ve “Muhakkak ki ben teslim olanlardanım, ben sadece Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim vardır? der.
Yine Müslümanları ALLAH Enam süresi 159'uncu ayeti ile şöyle uyarıyor: muhakkak ki; onlar, onların dinini tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. Senin onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece Allah’a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.
Evet günümüzün Müslümanlar belki bilerek belki de bilmeden bölüp parçalıyor, kimi bizim mezhep kimileri bizim tarikat diye bölüyor, sonrada din düşmanlarına, firavunlara gün doğuyor. Yusuf İslam’ın şu sözü çok manidar.
Müslümanlar birbirleri ile savaştıkça ağıtlar hep Arapça, Türkçe, Kürtçe olacak, Zafer çığrıkları atanlar ise İngilizce, İbranice yani müşrik diliyle olacak diyor. ALLAH ise bizi şu ayetiyle uyarıyor: BAKARA 120 mealen: Sen onların milletine tâbi oluncaya kadar senden ne Yahudiler ne de Nasranîler asla hoşnut olmazlar. De ki: «Asıl hüda, Allah'ın hidayetidir.»
Eğer sen sana gelen ilimlerden sonra, onların hevâlarına uyacak olsan, yemin olsun ki senin için Allah tarafından ne bir yar bulunur ne de bir yardımcı. Bunun tek çaresi: Müslümanların vahi olan Kur’an’a uyarak hem de hakem kılarak, resül nebi, elçi olan peygamberimiz, efendimiz Muhammet SAS tek önder, tek örnek, kabul edip sırt sırta vererek bu akan kanları, bölünüp parçalanmaları, din adına uydurulan hikaye ve hurafeleri yok ederek, Kur’an’a sımsıkı sarılarak, ben sadece Müslümanlardanım demek kurtuluş yolu olacak inşallah.
