Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Azimli şöyle demiş; “Peygamber, Hz. Ayşe altı yaşında iken sözlendi. Dokuz yaşında da zifafa girdi. Bu net. Yani cinsel ilişki anlamında, buna ‘zifaf’ denir. Altı yaşında sözlendi, dokuz yaşında evlendi. Niye arada üç yıl beklendi? Bunun nedeni muhtemelen Hz. Ayşe’nin adet görmesini beklemesi olabilir, bu bir ihtimal. Yani altı yaşında evlilik değil de dokuz yaşında evlilik diyebilirsiniz buna, dokuz yaşında evlendiği kesin”
Türkiye’de bu konudaki ilk makaleyi yazan isimlerden biri olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Azimli, bilimsel verilerin bunu gösterdiğini belirterek Kur’an-ı Kerim’deki ayetlere değindi. Prof. Dr. Azimli, bu durumun sadece Hz. Peygamber için geçerli olmadığını anlatarak Talak Suresi’nin dördüncü ayetinden bahsetti. Araplarda usul olduğunu dile getiren Prof. Dr. Azimli, “Bunu sadece peygamber yapmamış. Hz. Ömer, Hz. Ali’nin adet görmemiş kızı Ümmü Gülsüm ile evleniyor…”(Medyascop)
Azimli ’nin çelişkisi şu; Hem Talak 4 ayetini delil gösteriyor hem de Nebi’nin dokuz yaşına kadar, Hz. Ayşe’nin muhtemelen adet gördüğü yaşa kadar beklediğini söylüyor.
Ya Hu hocam, madem talak 4’ü bu işe delil gösteriyorsun (demek ki ayetteki ifadeyi henüz adet görmeyen kızlar olarak anlıyor ve Arapların bu kızlarla evlendiklerini söylüyorsun), Nebi niye dokuz yaşına kadar bekledi? Madem elinde kapı gibi ayet var! 6 yaşında evlenir, onunla zifafa girer ve hatta henüz adet görmeden, misal 8 yaşında boşayabilir, çünkü -sana göre- talak 4 henüz adet görmeyen kızların iddetinden bahsetmiyor mu, bunların iddeti 3 aydır demiyor mu? İddeti zifafa giren dul kadın beklemiyor mu? Zifafa girmeyen kadın iddet beklemez(33/49).
O halde Nebi niye âdeti bekliyor/beklesin?
Hem ayetin o anlama geldiğini (henüz adet görmeyen küçük kızı kastettiğini) iddia ediyorsunuz hem de Nebi’nin adet görmeden Ayşe’yle evlenmediğini söylüyorsunuz, bu ne yaman çelişki böyle! Aslında ayetin o anlama gelmediğini burada bile itiraf ediyorsunuz, ama buna rağmen bu ayetle ilgili müstakil söylemleriniz değişmiyor. Yaman çelişki! 14 asır önceki Arap toplumunda normal karşılanan 13.14.15 yaşlarındaki kızlarla evliliği anlayabiliyoruz ama ayeti tahrif ederek “henüz adet görmemiş kızlarla da evleniyorlardı” demeniz büyük bir facia, bu ne İslam’dan sonra olabilir ne de cahiliye döneminde; çünkü biyolojiye, fıtrata, hayatın olağan akışına aykırı bir durum bu, henüz genital organları gelişmemiş 6-7 yaşındaki kız çocuğuyla nasıl ilişki kurulabilir? Bu kızlar yaşayabilir mi? Allah aşkına bunu nasıl iddia edersiniz?
Bu yaptığınız gerçekten ayeti rivayete kurban etmektir. Bu arada “sıcak iklimde kız çocukları daha erken yaşlarda adet görür” söylemi de doğru değil, çünkü günümüzdeki bilimsel veriler en yüksek menarşın (ilk âdetin) Arabistan’da olduğunu (ortalama 13-15 yaş) gösteriyor, beslenme ve çevre koşulları kötüleştikçe bu daha da yükselir, yani ilk adet yaşı 14 asır önce muhtemelen daha da yüksekti (bkz. ekteki tablo) Hani bilim bilim diyorsunuz ya, işte size kanıta dayalı bilim.
NİSA SÜRESİ 6: Yetimlerinizi, nikâh çağına erişinceye kadar gözetleyin. Olgunluk yaşına geldiklerinde mallarını kendilerine verin. Büyüyünce onlara kalacak düşüncesiyle, mallarını acelece ve haddi aşarak yemeyin. Durumu iyi olan malı yemeye tenezzül etmesin. Durumu iyi olmayan da maldan uygun bir şekilde yararlansın. Onlara mallarını teslim ettiğinizde, onlar adına tanıklar bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.
Bu ayete göre nikâh çağı aklen bedenen olgunluğu gösterir, hiç bir Müslüman din âliminin kızına oğluna 9 yaşındaki çocuğuna malını şirketini veya evini yönetme görevi verdiğini gördünüz mü? İnsanlar günümüzde bile harmanda ağaçlar çiçek açtığında koyunlar yavruladığında gibi vs. kendi yaşını dedesinin yaşını bilmez ilen 1500 yıl önce doğan Ayşe’nin yaşını neye göre hesaplamış da 6 yaşında evlendiğini diyebiliyor kurana rağmen?
Yorum Yazın