Allah'ı anmak, verdiği rızık için O'na şükretmektir. Önemli olan kalpteki takva denen sorumluluk bilincinin oluşmasıdır. Takva meydana gelince insan, Allah'a doğru yol alıp O'na ulaşır
"ÜLKEMİZDE senelerdir en çok tartışılan ibadetlerden biri kurbandır. Kurbanın ne zaman konduğu, farz bir ibadet olup olmadığı tartışmadan hiç düşmemiştir. Bu konuları cevaplandırmak için Kuran'a başvurmak zorundayız. Çünkü biz kurbanı Allah için kesiyoruz. Kurbanla ilgili ayetler şöyledir:
"Kendilerini rızıklandırdığı küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar üzerine Allah'ın adını ansınlar diye biz her ümmet için kurban kesmeyi farz kıldık. İşte sizin Tanrı'nız tek bir Tanrı'dır. O halde O'na teslim olun. O'na samimiyetle boyun eğenleri müjdele. Onlar, Allah anıldığında kalpleri ürperenler, başlarına gelene sabredenler, namazı dosdoğru kılanlar ve verdiğimiz rızıklardan Allah rızası için harcayanlardır." (Hac, 34-35)
Kurban Farz Mıdır?
Ayette geçen "her ümmet için" ifadesinden anlıyoruz ki, oruç gibi, namaz gibi kurban da bütün peygamberlerin ümmetine farz kılınmıştır; sadece Müslümanlara, yani Hz. Muhammed'in ümmetine değil. Öncelikle "Her ümmete kurban kesmeyi farz kıldık" ifadesinde yer alan "ce'alnâ" kelimesi ayette "hükmetmek" anlamında kullanılmıştır. Allah'ın hükmettiği şey elbette ki farz olur.
Ayetin bu kısmında geçen mensek kelimesi nüsükten gelmektedir. Şimdi mensekin "kurban" olduğunu söyledikten sonra ce'ale kelimesiyle beraber cümleyi manalandıralım. Zemahşeri bu ayetin tefsirinde ce'ale kelimesine şere'a, yani "Kanun olarak koydu, hükmetti" manasını vermiştir. O zaman "Yüce Allah, kurbanı farz kıldı" dememizde hiçbir sakınca yoktur.
Kurbanın Amacı Nedir?
Hac 34. ayete göre kurban kesmenin birinci amacı Allah'ı anmak, verdiği rızık için O'na şükretmektir. İkinci amacı ise inanan kişinin tevhid inancını pekiştirmek, Allah'a olan teslimiyetini ameliyle ifade etmektir. Allah'ın tek olduğunu ve O'na teslim olmanın zorunluluğunun bilincini, samimiyetini, ihlası-nı ve takvasını göstermektir.
Diğer bir amacı da, insanda doğuştan gelen saldırganlık içgüdüsünü tatmin edip insanın insana saldırmasını önlemektir. Bu açıklamaya delil olarak da Mâide 2730. ayetlerdeki ifadeyi delil olarak getirebiliriz.Kâbil'in kurbanı kabul edilmeyince, kurbanı kabul edilen kardeşini kıskanır ve ona kendisini öldüreceğini söyler. Hâbil'in kurbanı kabul edildiğinden kendisinde böyle saldırganlık alametleri görülmez. Kardeşi Kabil'e, "Sen beni öldürmek için elini uzatırsan eğer, bilesin ki ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korktuğum için elimi uzatmam" der. Ardından Kâbil, kardeşini öldürür ve kaybedenlerden olur.
Kurban Kesmenin Anlamı
"Bu kurbanların ne etleri ne de kanları Allah'a asla ulaşacak değildir. Fakat Allah'a ulaşacak olan sizin takvânızdır." (Hac, 37). Yüce Allah, kurban konusunda son değerlendirmesini bu ayetle yapmaktadır. Kurban kesilmesinin anlamı Allah'a yaklaşmaktır.
Kurban Allah için, O'nu zikretmek, O'nu yüceltmek için kesilince kulu Allah'a yaklaştırmaktadır. Allah'a ulaşacak olan da kanlar ve etler değildir. Çünkü müşrikler kurbanları putları için kesiyor, kanlarını putlara ve Kâbe'nin duvarlarına sürüyorlardı.
Onun içindir ki mümin kişi, kestiği kurbanın ne etinin ne de kanının Allah'a ulaşamayacağını bilmelidir. Önemli olan kalpteki takva denen ihlasın, Allah'a karşı sorumluluk bilincinin oluşmasıdır. Takva meydana gelince insan, Allah'a doğru yol alacak ve O'na ulaşacaktır.
Netice olarak diyebiliriz ki, yüce Allah ibadetleri insanları eğitmek, topluma ahlakı yaymak ve bir bütün olarak onları terbiye etmek için koymuştur. İşte bütün bunlar, insanı terbiye etmek için yüce Allah'ın kullandığı metotlardır. Böylece ibadetlerin görevleri ortaya çıkmaktadır.
Yorum Yazın