Hiç şüphesiz biz Kuran’dan ne kadar çok delil getirirsek getirelim yine de Kuran’ı yeterli görmeyerek falanca mezhepten, filanca tarikattan olduklarını söyleyerek görüşlerimize karşı çıkanlar olacaktır. Hadisçiler hadis kitapları bilinmeden, fıkıhçılar fıkıh kitapları olmadan, tefsirciler bol hadisli tefsirler okunmadan İslam anlaşılamaz, halk dini yaşayamaz demeye devam edeceklerdir. Bu tarz yaklaşımlar sergileyenlere şu sorular sorulmalıdır:
Din tüm insanların anlaması için mi yoksa sadece üç dört kişinin anlaması için mi indirildi? Peygamberimizin mezhebi var mıydı?
Dört halifenin mezhebi neydi? Kuran’da Hanefilik, Şafilik, Alevilik, Şiilik, Vahhabilik şeklinde mezhepler mi var, yoksa tek bir dinden mi bahsediliyor? Kuran dinin rehberi diye kendinden mi bahsediyor, yoksa Buhari’den, Müslim’den, On İki İmam’ın eserlerinden, ilmihallerden, Muvatta’dan mı bahsediyor? Kuran ayetlerini inceleyip, bu soruların cevabını bulalım ve Kuran’ın dinin tek kaynağı olarak yeterli olup olmadığını yine Kuran’dan hareketle tespit edelim:
Biz bu kitabı sana, her şeyin açıklayıcısı, bir doğruya iletici, bir rahmet, Müslümanlara bir müjde olarak indirdik. 16–Nahl Suresi 89 Görüldüğü gibi ayette, Kuran’ın her şeyi açıkladığı, bizi doğruya ilettiği söylenmektedir. Kuran dinle ilgili her şeyi açıklıyorsa Buhari ve Müslim diye kaynaklara, ilmihal kitaplarına ne gerek var? Allah dinle ilgili her şeyi Kuran’da açıkladığını söylerken niye hâlâ Hanbeli, Şafi, Hanefi, Caferi, Maliki diye mezhepleri dini kimliğimizin bir parçası olarak kabul ediyoruz? Neden Allah Kuran’da bize Müslüman (İslam olan) diye isim takmışken Sünni, Şii, Hanefi, Şafi diye isimleri kullanıp, Allah’ın bize verdiği ismi yetersiz görüyoruz?
Hüküm Yalnız Allah’ındır
Hüküm yalnız Allah’ındır. O kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur. Ama insanların çoğu bilmiyorlar. 12– Yusuf Suresi 40, 26– Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz. 27– Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. O’nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kudret yoktur. 18-Kehf Suresi 26,27. Hüküm Allah’tan başkasına bırakılırsa, dosdoğru dinden sapılmış olunur. Mezhep içtihatlarıyla veya hadislere dayandırılarak verilen hükümler Allah’ın hükmü değildir. Mezhepleri dine eşitlemek, Allah’ın hüküm koyucu yetkisini başkasına vermek demektir. Oysa Kuran ayetlerinden açık bir şekilde görüldüğü gibi Allah’ın hüküm konusunda hiçbir ortağı yoktur. Kişilerin şahsi hükümleri din olamaz. Kehf suresi 27. ayetten, Allah’ın hükmüne uymanın ancak Allah’ın vahyine uymakla yerine getirilebileceğini anlarız. Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek kimse yoktur, ama mezhepler nasih mensuhla ,uydurma hadislerle, mezhep görüşleriyle ,Allah’ın hükümlerini değiştirmeye yeltenmişlerdir. Allah’ın hükümleri Allah’ın vahyi olan Kuran’dadır. Zaten Allah’ın sözü olduğu iddia edilebilecek başka bir kaynak yoktur ki bu kaynağın Allah’ın hükmünü kapsadığı iddia edilebilsin.
Hükmün yalnız Allah’ın olması (12 Yusuf Suresi 40) ve Allah’ın hükmüne kimsenin ortak kılınmaması (18 Kehf Suresi 26) için Allah’ın hükümlerinin hepsini içeren Kuran’ı, dinin tek kaynağı yapmak zorundayız. Eğer Allah’ın hükmünü içermeyen ve O’nun tarafından gönderilmemiş olan kitapları, dini hüküm kaynağı yapıyorsak (ister mezhep ilmihali, ister hadis kitabı olsun); Allah’ın kitabı Kuran’la çeliştiğimizi bilmeliyiz. Bu kitapların Buhari, Müslim, Ebu Davud gibi adlarla anılmaları ve mezheplerin Hanefi, Şafi, Caferi gibi adları; bu kitap ve mezheplerdeki hükümlerin sahiplerinin Allah değil, bu şahıslar olduklarını daha baştan adlarıyla ortaya koymaktadır.
Allah’a Çağıran, Yararlı İşler Yapan ve Ben Müslümanlardanım Diyen Kimseden Daha Güzel Söz Söyleyen Kim Vardır?
41–Fussilet Suresi 33. Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. 6–Enam Suresi 115. Allah’ın dini, Kuran’ın indirilmesinin bitişiyle Peygamberimiz hayattayken tamamlanmıştır. Kuran yazdırılmış, ezberlenmiş ve başı sonu belli bir kaynak olarak rehberimiz olmuştur. Peygamber döneminde yazılması yasak olan hadisleri, sonradan toplayan kitaplar; Peygamber’in vefatından yüz-ikiyüz yıl sonra ortaya çıkmaya başlamıştır. Kuran ayetlerine göre Allah’ın sözleri değiştirilemez bir şekilde tamamken, her nedense insanlar bununla yetinmeyip yeni sözler aramışlardır. Bu zihniyete göre İmam Şafi’nin içtihatları, On iki İmam’ın fetvaları veya Hanefi imamların izahları ile din tamamlanabilir.
Bu anlayıştaki kişilere göre din, daha evvel tamam değildir ki bu şahısların yorum, içtihat ve izahları insanlara gereklidir. Ayrıca geleneksel İslam’ın savunucuları, bununla da yetinmeyip; nasih-mensuh anlayışına dayalı izahları sonucunda, hadislerle bazı Kuran’ın ayetlerinin hükümlerini iptal edip, yerine kendi izahlarını ve hadisleri koymuşlardır.
Böylece Allah’ın sözlerini değiştirebilecek hiç kimse olmadığıyla ilgili olan Kuran ayetleriyle çelişmişlerdir.Kuran müslümanlığı sapıklık zındıklık diyen Feto deşifre oldu, bu günde Halil konakçı , Ebu bekir sifil, şenocak gibi hocalar ilk Kuran müslümanı Resul Muhammet değilmi?23 yıllık Resullük görevinde sadece Kuranı tebliğ etmedimi? Allah Azze ve Celle bu Kuran onlara yetmiyor mu diye sormuyormu? Allah dinde Kuran yeter diyor , siz yetmez diyorsunuz, Allah dinimi tamamladım diyor siz eksik diyorsunuz, Resul Muhammet as Kuran dinde yeterli bende Kuranın müslümanıyım diyor , siz sapık diyorsunuz , sizin derdiniz ne? Cevabım haftaya Allah izin verirse.
Yorum Yazın