Kur’an’dan sonraki en sağlam kaynak olarak kabul edilen Buhari’de birçok irili ufaklı miraç anlatıları bulunmaktadır. Bunların TAMAMINDA RESÛLÜLLAH'IN MEKKE'DEN GÖĞRE ÇIKIŞINDAN (urucundan) bahsedilir. Yani Resûlüllah’ın Kudüs'ten göklere yükseldiğinden asla bahsedilmez.
Geleneksel anlayışta ise, İsrâ ve miraç hadiseleri bir arada ve peş peşe vuku bulmuş olaylar olarak sunulur. Buna göre Resûlüllah’ın Mekke'den Kudüs'e götürüldüğü ve buradan göklere yükseltildiğine inanılır. Kudüs'e kadar olan kısım İsrâ (gece götürülme), Kudüs'ten semaya yükseliş ise miraç anlatısı olarak anlatılır.
Kur'an sadece İsrâ hadisesinden bahseder, ama hiçbir detay vermez. Buna mukabil asla miraç anlatısından bahsetmez, hatta bu hadiseye dair ima bile yoktur.
Geleneksel yorumlarda Necm suresi miraç anlatılarının referansı olarak gösterilir, ancak bu sure İsrâ ayetinden en az 6 yıl önce nazil olmuştur. Buna iki hadise harasında yaklaşık 6 yıllık zaman dilimi vardır. Daha açık ifadeyle İsrâ hadisesi Necm suresinin inzalini müteakiben 6 yıl sonra gerçekleşmiştir. Dolayısıyla Necm suresi ile İsrâ hadisesi veya bu olayın akabinde vuku bulduğuna inanılan miraç hadisesi arasında ne doğrudan ne de dolaylı bir ilişki vardır. Bu itibarla Necm suresinin miraç anlatılarının referansı olarak gösterilmesi tarihsel olarak bile mümkün değildir. Kaldı ki, bu surede anlatılan olay (ilk 18 ayet) ilk vahiy tecrübesidir. Yani İsrâ ve miraçla zinhar alakası yoktur.
Buhari'de müstakil olarak İsrâ olayından bahseden rivayet vardır. Yani Resûlüllah'ın Kudüs'e götürüldüğünden bahsedilir, ancak buradan göklere çıkarıldığından asla bahsedilmez.
Müslim'de ise Resûlüllah'ın Mekke’den Kudüs'e götürülmesinden ve buradan göklere çıkarılmasından bahsedilir. Aynı zamanda iki olay peş peşe vuku bulmuş olarak gösterilir.
Bu arada her iki kaynakta da (Buhari ve Müslim) peygamberlikten önce bile Resûlüllah'ın miraca çıkarıldığına dair rivayetin olduğunu hatırlatayım.
Netice: Şayet bu iki kaynak sahihayn ise, yani mutlak doğru ise, Buhari niçin İsrâ ve miraç hadiselerini bir bütünlük içinde, yani peş peşe vuku bulan olaylar olarak anlatmamış veya niçin Kudüs'ten semaya yükselişi kabul etmemiştir?
Müslim de, her iki olayı peş peşe vuku bulmuş olay olarak anlatırken ve Mekke'den Kudüs'e ve buradan da göklere yükseltildiğinden bahsettiğine göre, hangisi doğru söylüyor?
Sıkı Buhariciler! Karar verin Resûlüllah’ın Kudüs'ten mi, Mekke'den mi yükseltildi?
Şayet Kudüs'ten yükseltildi diyorsanız, Buhari yalan veya yanlış rivayet aktarıyor, onun naklettiği rivayet doğru ise Resûlüllah’ın Kudüs'ten yükselmesi söz konusu edilemez. Dolayısıyla buradan göklere çıkılmamıştır. Bari tutarlı davranın da imamınıza muhalefet etmeyin, onun benimsediği şekilde Mekke’den semaya yükselişi kutlayın, Kudüs’ü de ağzınıza almayın.
Yine karar verin Müslim mi doğu, Buhari mi? Ya da her ikisinin söylediği gibi Resûlüllah’ın peygamberlikten önce de göğe yükseldi mi? Her ikisinde de bu rivayet varsa, o halde niçin peygamberlikten önce göğe yükseltildiğine dair geceyi kutlamıyorsunuz? Bari dürüst olun, referansınız Buhari ve Müslim ise peygamberlikten önce de miraca çıkarıldığına dair iddianın ait olduğu geceyi tespit edin ve bunu da kutlayın."Hayır, böyle bir olay olmamıştır" diyorsanız bu durumda her iki kaynakta yalan yanlış bilgiler bulunmaktadır, bari bunu kabul edin.
Anlaşılan bu gidişle ya dininizden ya da Buhari'nin rivayetindeki dininizden olacaksınız benden hatırlatması.İslâm âlemi asırlardır olmayan miracı kutladı ve avutuldu. Madem Buhari ve Müslim rivayetleri sizin/bizim için bu derece muteberse ve her iki kaynakta da risaletten önce bile Resûlüllah’ın miraca çıkarıldığından bahsediliyorsa ve dahi her ikisi de ittifak etmişse, gelin tutarlı olalım bu geceyi tespit edip onu da kutlayalım. Dürüstlük bunu gerektirmez mi? Nasılsa tarihi belli olmayan doğumunu kutlamıyor muyuz?
Yorum Yazın