Ey insanlar! Ben sizin hepinize gönderilmiş olan Allah Resulüyüm. (Araf, 7/158) (O halde) Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın (Ali İmran, 3/31) (Çünkü) Ben O’nun tarafından size gönderilmiş olan bir uyarıcı ve müjdeciyim. (Hud,11/2)
Ben –Rabbimden- bana ne vahyolunuyorsa sadece ona uyuyor ve sizi de onunla uyarıyorum. (Enam 50,51)* Bu Kuran bana -bunun için, yani- sizi ve ulaştığı herkesi kendisi ile uyarayım diye vahyediliyor/vahyedildi.(Enam, 6/19).
Ben –Kur’an bana vayhedilmeden önce, ki ben onun bana vahyedileceğini ummuyordum (28/86)- kitap nedir, iman nedir bilmezdim.(Şura,42/52)* (Ama Allah) Bana sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım diye onu bana vahyetti.(Enam,6/19). Ve ben de sizi onunla uyarıyor, onunla sizi doğru yola iletiyorum.(Şura, 42/52)*
Benim –daha önce- mele-i ala/melekler topluluğunun tartışmaları hakkında hiçbir bilgim yoktu. Ama artık açık bir uyarıcı olduğum için –bunlar- bana vahyolunuyor. (Sad 69,70).
Ben Rabbimden bana ne vahyolunuyorsa sadece ona uyuyorum. (Araf, 7/203)
Benim yaptığım sadece Allah’tan geleni, O'nun risaletini tebliğ etmekten ibarettir.(Cin, 72/23)
Ben gaybı bilmem. (Enam, 6/50) Eğer ben gaybı biliyor olsaydım, -o zaman kendim için- tabi ki daha çok hayır yapardım. Ve -o zaman- bana hiçbir fenalık da dokunmazdı. Ama ben sadece inananlar için gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeciyim. (Araf, 7/188)
Allah’ın Resulü/Elçisi olarak bana düşen sadece tebliğdir. (Ali İmran, 3/20;Maide, 5/92)* Ben, buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben olduğundan başka türlü görünenlerden de değilim.(Sad, 38/86) Eğer ben sizden bir ücret istemişsem, o sizin olsun. Ücretim yalnız Allah'a aittir. O, her şeye şahittir. (Sebe, 34/ 47)
Ben, Rabbimin bana indirdiği (Kur’an-ı) size tebliğ etmekle görevliyim. Eğer bunu yapmazsam, risaleti tebliğ etmemiş, O’nun elçiliğini yapmamış olurum.(Maide, 5/67)*
Ben –daha önce benzeri olmayan- türedi bir Resul/Elçi değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilemem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım. (Ahkaf, 46/9)
Ben, tıpkı sizin gibi bir beşerim (ilah değilim). Bana, ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyolunuyor. (O halde) Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa, güzel ameller işlesin ve Rabbine yaptığı ibadetlerinde –ben dahil- hiç kimseyi O’na ortak koşmasın.(Fussilet, 41/6)
(Çünkü) Ben, sizin için herhangi bir zarar verme veya fayda sağlama gücüne sahip değilim. (Cin, 72/21) (Hatta) Ben, Allah'ın dilemesi haricinde kendim için bile bir fayda sağlama veya –gelecek- zararı önleme gücüne sahip değilim. (Araf, 7/188;Yunus, 10/49)
Beni Allah'a karşı himaye edecek hiçbir güç/ kimse yoktur, benim Allah’tan başka sığınacak kimsem de yoktur. (Cin, 72/22) Benim velim/koruyucum Allah’tır. Ki O, Kitabı indirmiştir. Ve O, Salihlerin veliliğini (koruyuculuğunu) da yapandır. (Araf,7/196)
Ben sizin üzerinize vekil değilim.(Yunus, 12/108) Ben, sizin üzerinize bir zorba da değilim (Ğaşiye, 88/22) Ben sizin için sadece bir uyarıcıyım (Hicr, 22/49).
Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmiyorum. Ben size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, bana ne vahyolunuyorsa sadece ona uyuyorum. (Enam, 6/50)
Bana Müslümanlardan olmam ve Kur'ân okumam emrolunmuştur. (Neml, 27/91) Eğer Allah dileseydi, ben size onu okuyamazdım, Allah da onu size bildirmezdi (ama Allah diledi ve onu size okudum). Ben bundan önce bir ömür boyu içinizde durmuştum. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? (Yunus, 10/16)
(İstediğiniz gibi bir ayet getirmediğim zaman, bana diyorsunuz ki, ‘derleyip toplasana’)* Oysa ben Rabbim bana ne vahyediyorsa sadece ona uyuyorum. İşte bu (Kur'an), inananlar için Rabbinizden gelen basiretler, hidayet ve rahmettir. (Araf, 7/203)
Ben o (Kuranı) asla kendiliğimden değiştiremem, -sizin ‘ya bu Kuranı değiştir ya da bize başka bir Kuran getir’ şeklindeki talebiniz-* olacak şey değildir. Çünkü ben, bana ne vahyolunuyorsa ona uyuyorum. Eğer Rabbime karşı isyanda bulunursam büyük günün azabından korkarım. (Yunus, 10/15)
Eğer –iddia ettiğiniz gibi-* onu gerçekten ben uydurmuş isem, sizin Allah tarafından bana gelecek şeyi savmaya gücünüz yetmez. O, sizin Kur'an hakkında yaptığınız taşkınlıkları çok iyi bilir. Benimle sizin aranızda şahit olarak O yeter.(Ahkaf 46/8)
Eğer ben –haktan- saparsam, bu, kendi kusurumdandır. Ama eğer doğru yolu bulursam, bu, Rabbimin bana vahyettiği (Kur'an) sayesindedir. (Sebe, 34/50)
Ben dinimi yalnızca Allah’a halis kılar ve yalnızca Allah'a ibadet ederim. (Zümer, 39/ 14)
Benim salatım ve ibadetlerim ve hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir (Enam, 6/162)
Ben sadece Rabbime dua eder ve –dualarımda- hiç kimseyi ona ortak koşmam. (Cin, 72/20)
Ben Rabbimden gelen açık bir delile dayanıyorum. Siz ise onu yalanladınız. Ama sizin çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda değildir. Çünkü hüküm Allah'ındır. (Enam, 6/57)
Eğer acele istediğiniz şey benim elimde olsaydı, elbette benimle sizin aranızdaki iş çoktan bitirilmiş olurdu (ama bu benim elimde değildir). Allah zalimleri daha iyi bilir.(Enam, 6/58)
Ben hepinize –gerçekleri- ilan ettim. Ben, tehdit edildiğiniz şey yakın mıdır yoksa uzak mı, onu bilemem. (Enbiya, 21/109)
Ben -hak olduğu halde Kuranı yalanlayan kavmimin- vekili değilim.(Enam, 6/66)* (Ey beni yalanlayanlar!) Benim amellerim bana, sizin emelleriniz size aittir. Siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım.(Yunus, 10/41)
Ey kâfirler! Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam.(Kafirun, 109/1,2) Sizin dininiz size, benim dinim bana. (Kafirun, 109/6)
Şüphesiz Rabbim beni doğru yola yöneltmiştir; sapasağlam dine; Hanif (muvahhid olan) İbrahim'in dinine. O, ortak koşanlardan değildi.(Enam, 6/161)
Ben, her şeyin Rabbi olan Allah’tan başka Rab mı arayacağım?/aramam (Enam, 6/163)
Ben, mufassal kitabı indiren Allah’tan başka hakem mi arayacağım?/aramam (Enam, 6/114)
Ben Allah'ın indirdiği –o- Kitap’a inandım. Ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emirolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Aramızda tartışılacak bir konu/belge yoktur. Hepimizi bir araya toplayacak olan Allah’tır. Ve dönüşümüz de o'nadır. (Şura,42/15)
Allah bana bu Kitabı indirmiş (7/2) ve bana onunla uyarmamı (6/19,92), onunla hükmetmemi (4/105), onunla insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmamı (14/1), insanlar arasındaki ihtilafları onunla çözmemi (16/64) ve insanlara onunla beyanat vermemi (16/44) emretmiştir.*
(Ey Resul) Bu Kitap sana göğsünde bir sıkıntı oluşsun diye değil onunla uyarman ve müminlere onunla öğüt vermen için indirilmiştir. (Ey inananlar) Rabbinizden size indirilen (bu kitaba) tabi olun. Ve ondan başka bir evliyaya tabi olmayın. (Lakin) Ne kadar da azınız bu öğüdümüzü tutuyorsunuz! (Araf, 7/2,3).
Sen, sana vahyedilen (bu Kur’an’a) sımsıkı sarıl. Çünkü sen –onun sayesinde- doğru yol üzerindesin. O, hem senin hem de kavmin için bir öğüttür. Ve hepiniz ondan hesaba çekileceksiniz (Zuhruf, 43//43,44).
Bu ayetlerin tercümesi hitap dili ile değil muhatap dili ile yapılmıştır. Yani ayetlerin manaları böyle ama terkipleri –lafzen- tam olarak böyle değildir.
Zeki Bayraktar
İşte hikâye ve hurafe kitaplarındaki değil tek hidayet kaynağı Kuran’daki Muhammed Nebi malım canım yoluna feda, yolun yolumuzdur ey Allah'ın Resulü.
Yorum Yazın