İslam, karanlık bir dehlizde hiçliğe mahkûm edilmiş olan kadının elinden tutmuş, onu hayata ve gün ışığına çıkarmıştır. İslam'da erkekle kadın arasında herhangi bir fark yoktur. Her ikisi de eşit bir şekilde Yüce Allah'ın emir ve yasaklarına muhataptır.
İnsanlık ve Allah'a kulluk bakımından ikisi arasında bir fark bulunmadığı gibi temel hak ve sorumluluklar açısından da kadının konumu erkekten farklı değildir. Kur'an-ı Kerim'de, farklı fizyolojik ve psikolojik yapıya sahip olan kadın ve erkekten biri diğerinden daha üstün tutulmak yerine, birbirinin tamamlayıcısı kabul edilmiştir.
"Bunun üzerine Rableri onların dualarını kabul etti. (Dedi ki) Ben, -erkek olsun, kadın olsun ki hep birbirinizdensiniz- içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım." (Al-i İmran, 195)
"Kaynaşmanız için size kendi (cinsinizden9 eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O’nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu, bunda iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır."(Rum, 21)
Ayetler kadının bir insan olarak statüsünü belirlemekte, "Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz" (Bakara, 187) beyanıyla da birbirlerine olan ihtiyaçlarını belirtmektedir.
Yüce dinimiz, erkeğe tanınan temel insan haklarını kadına da tanımıştır. Yaşama hakkı, mülkiyet ve tasarruf hakkı, kanun önünde eşitlik ve adaletle muamele görme hakkı, mesken masuniyeti, şeref ve onurun korunması, inanç ve düşünce hürriyeti, evlenme ve aile kurma hakkı, özel hayatın gizliliği ve dokunulmazlığı, geçim teminatı gibi temel haklar bakımından kadın ile erkek arasında hiçbir ayrıma yer verilmemiştir.
Dünya nüfusunun yarısını veya biraz fazlasını kadınlar oluşturmaktadır. Bu demektir ki, kadınsız bir dünya, kadınsız bir toplum, kadınsız bir hayat "yarım" ve "eksik" bir hayattır. Bedenimizin, aklımızın ve gücümüzün yarısını yok sayarak; onu yorgun, bitkin ve hatta yaralı bırakarak gidebileceğimiz yol, alabileceğimiz mesafe yoktur. Kadınlarımızın kıymetini bilelim. 1975 yılında Dünya Kadınlar Yılı’nı ilan eden. Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın tüm dünyada Kadınlar Günü olarak kutlanmasına karar vermiş. Türkiye’ye baktığımızda; şehirlerde evli kadınların yüzde 18’inin, köylerde de yüzde 76’sının eşleri tarafından dövüldüğü görülmektedir. Aile içi suçların yüzde 90’ını yine kadına karşı işlenen suçlar oluşturmaktadır. Berdel, başlık parası, töre ve namus cinayetleri, şiddet ve dayak gibi utanç verici olaylar, toplumun kanayan bir yarası olarak içimizi sızlatmaya devam etmektedir. Atatürk Kadınlarını geri bırakan toplum, geride kalmaya mahkûmdur demiş.Dünya Kadınlar Günü, bütün kadınlarımıza kutlu olsun.
Yorum Yazın