Feraset müminin ferasetli olması nedir?
Peygamber sözü olan bu hadisi nasıl anlamalıyız? Nebi ve resül olan tek önder tek örneğimiz olan peygamberimiz Muhammet SAS efendimiz bir hadisinde: İttegu ferasetle müminin fe innehu yanzuru bi nurillahi der.
Türkçe Sözlükte “düşünerek anlamak ve duyarlı olmak, basiretle bakmak” manasına gelmektedir, Istılahta ise feraset, “keşfetme, sezme ve ileri görüşlülük” anlamındadır, fakat asla müminin ferasetinden korkun anlamına gelmez, çünkü hadiste geçen Nurullah kelimesi ALLAH'ın nuru demek bundandır ki ferasetli olan müminden korkulmaz.
Peygamberimiz SAS efendimizin bu sözünü her mezhepçi, her cemaatçi, her grupçuluk yapan kişiler, hep kendi şeyhinin, hocasının baktığı yerden, gördüğü yerden, sadece onun gibi olmaya o açıdan bakmayı ve o kişiyi kutsamayı anlatmışlar.
Peygamberimiz hadisindeki bu kelimeleri bilerek özellikle seçmiştir çokta manidardır, çünkü yenzuru kelimesi bakmak, ittegu duyarlı olmak, nur kelimesi ışık, fireset basiret demektir ki, ferasetin kökü feres'den gelir ki anlamı at demek, nebi ve resül olan ve tek örnek ve önder olan efendimiz.
Bu kelimeleri özellikle seçmiştir çünkü: At sağ gözüyle sağını, önünü ve arkasını görür, sol gözüyle ilerisini, solunu ve arkasını yani 380 derece görür, demek ki feraset, Nurullah, yenzuru kelimeleri bir araya gelince atın 380 derece görüş açısından baktığı gibi, müminlerinde her konuya 380 derecede, her yönünü görerek ve bilerek bakmamızı istiyor ve uyarıyor peygamberimiz.
Ferasetli olabilmek için geçmişi bileceksiniz, günü kavrayacaksınız, geleceğe Kur’an’la 380 derecede bakacaksınız, yani at gözüyle bakacaksınız, fakat asla at gözlüğü takmayacaksınız ve taktırmayacaksınız da demek istiyor bu hadisinde efendimiz, çünkü ata at gözlüğü takanlar atın sağını, solunu ve arkasını görememesi için at gözlüğü ile kapatarak olayları kendi açılarından görmelerini sağlarlar.
Aynen günümüzde de bazı mezhepçiler, bazı tarikatçılar, bazı âlim diye bilinen hocalar etkisi altına girenlere at gözlüğü takıyorlar ki, kendisinin gösterdiği kadarını görsün müritleri, talebeleri veya cemaatindekiler ki hep üzerine binip kendini taşıtsın, onları istediği gibi yönlendirsin.
Oysa peygamberim yani resül, nebi, örnek ve tek önder olan efendimiz Muhammet SAS bize her olaya Ferasetimizle dört gözle bakmayı, yani at gözüyle dört boyutuyla da görmemizi, her zaman hep Kur’an’ın gösterdiği gibi ALLAH'ın vahy ‘de resulüne öğrettiği gibi, nebisinin baktığı gibi bizlerinde bakmamızı emreder.
Delil ENFAL süresindeki şu ayet gibi onlarca ayet bize işaret edip yol gösteriyor: Ey iman edenler! Allah’tan korkarak hareket eder de takva dairesinde bulunursanız, Allah size hakkı batıldan ve doğruyu eğriden ayıracak bir kabiliyet, bir nur verir.”
(Enfal, 29) Mesela tüm müminlere sorsak ALLAH'ın dostu musun düşman mısın diye herkes bende ALLAH'ın dostuyum der fakar bazı kendini seçilmiş olarak görenler sadece kendisini ALLAH'ın dostu evliyası sanar, oysaki ALLAH tüm feraset sahibi kullarına dostum dostlarım diyor.
Delil YUNUS süresi 62 de mealen: Bilesiniz ki, Allah'ın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir der.
Bu arada önümüzdeki günlerde ferasetimizle, Türkiye’mizin geleceği için sandık başına gittiğimizde evet veya hayır oyumuzu kullanmak için, şahsen ben ferasetimi yani duyarlı olduğumu kanıtlamak için geçmişimizdeki darbeleri, cumhurbaşkanı ve başbakanın kavgalarını, bir aylık, bir senelik koalisyonları ve anayasa kitaplarının havada uçuştuğu, yazar kasaların sokağa fırlatıldığı, ekonominin bir gecede çöktüğü, onlarca bankanın içi boşaltılarak ekonominin çökertildiği, ekmek, yağ, çay, tüp gibi her şeyin kuyruklarının olduğu, hastane kuyruklarında ölündüğü veya parasızlıktan rehin alındığı, yol ,köprü araç gibi eksikliklerden dolayı ulaşımın sağlanamadığı, din ve kişisel görüşlerimizin söylenemediği o günleri ferasetimle hatırlayıp, göz önüne getirdiğimde bütün kalbimle evet diyeceğimde bu makalemde söylemek istedim.
