‘’Kadın ve erkeği anlat’’ dedi kadim dostum.
Uzun uzadıya, felsefi sözlerle, psikolojik kelamlarla, aşk dolu sözlerle anlatmak yerine; tarihin en kadim çatışması (Kadın-Erkek) analizlerinden uzak bir yaklaşımla anlatmak gerek diye düşündüm; kadın ruhu incedir, kadın şöyle olmalı, erkek böyle yapmalı klasik yaklaşımları bir tarafa bırakarak anlatmak gerekir kanımca.
Aklımıza gelen hakikatvâri ve birazcık tebessüm kokan hikâye ile kadınları okuyalım…
Hikâye bu ya; vakti-i zamanında iki kral savaşa girer. Nihayetinde kral Arthur savaşı kaybeder ve esir düşer. Savaşın galibi olan Kral, mağlup olan Kral Arthur’a ‘’her şeyini ele geçirse de bir tek şartla gitmesine müsaade edeceğini, hayatını bağışlaya bileceğini, o şartın da sorduğu soruya doğru cevapvermesi olduğunu, o cevap için biryıl süre vereceğini, bir yılsonunda doğru cevabı veremezse kellesini alacağını’’ söyler ve soruyu sorar. Soru şudur; KADINLAR NE İSTER?
Kral Arthur uzunca düşünür, zira kadın birçok şey ister; zenginlik, mal, mülk, mücevher… Ama doğru cevap hiç biri değildir. Her tarafa sorar doğru cevabı bilen biri var mıdır diye. Bu arayışla zaman geçmektedir. Nihayet bir yılın sonuna yaklaşıldığında, Kral Arthur un sadık adamlarından biri dağda yaşlı bir cadı olduğunu bilse bilse bu sorunun cevabını onun bileceğini akıl ederek Kral Arthur’a cadıya gitmesi gerektiğini söyler. Kral Arthur umutsuz bir şekilde cadıya çıkarve derdini anlatır. Cadı doğru cevabı bildiğini, yardım edebileceğini, ama cevabı vermesi için kendisinin de bir şartı olduğunu söyler. Şartı ise Kral Arthur un en yakın şövalyesi ile evlenmektir. Şövalye genç ve yakışıklıdır. Cadı ise son derece çirkin ve yaşlıdır. Kabul etmez tabi Arthur..’’Ölürüm daha iyi’’ der. Şövalye olanları duyar, cadıya koşup hiçbir şeyin kralının hayatından daha önemli olamayacağını söyler. Ve şartı kabul edip cadıdan cevabı alır. Son gün gelmiştir. Nihayetinde kral doğru cevabı almıştır.
Doğru cevap; Kadınlar her zaman kendi özgür iradeleri ile hareket etmek isterler. Ne kadar doğrudur bilemeyiz. Ama kralın istediğive doğru cevap bu olduğu için kral Arthur un kellesi kurtulur. Eee tabi şartı kabul ettiği için haliyle şövalye cadıyla evlenecektir. Düğün dernek kurulur… Düğün sonrası doğal olarak odasına, yani evlendiği cadının yanına çıkar. Ancaaaakk… Odaya girdiğinde karşısında cadı yerine dünyanın en güzel kadınını görür.
Şövalye şaşırır ve sorar: – “Sen kimsin?”.
Kadın cevap verir: – “Ben evlendiğin cadıyım. İstersen gündüzleri son derece çirkin; geceleri son derece güzel olup sana karşı kadınlık görevimi yaparım. Ya da gündüzleri çok güzel bir kadın olurum geceleri ise çirkin bir cadıya dönüşürüm. Nasıl gözükeceğime ve nasıl olacağıma sen karar ver’’ der.
Şövalye çok kısa bir süre düşünür, geceleri mükemmel bir eş mi, yoksa gündüzleri eşiyle beraber kazanacağı saygınlık mı? Ve zekice bir cevap verir:
– “Nasıl olmak istediğine sen karar ver, ben senin her haline karşı saygılıyım.”
Cadı bu karar karşısında çok sevinir:
– “Madem sen bana seçme özgürlüğümü verdin ve beni kısıtlamadın şövalyem. Bende ömür boyu gece gündüz yanında güzel ve saygın biri olarak gözükeceğim”.der. Ve hikâye biter.
Peki, bu hikâyeden çıkarılacak sonuç nedir ve ne olmalı dersek;
Kadınlar ister, son derece güzel; ister, son derece çirkin olsun her zaman tatlı bir cadıdırlar.
Hâsıl-ı kelam; kadın ve erkeği soran kadim dostum; sabırlar dilerim vesselam