Mustafa Ünalan

Mustafa Ünalan

Mail: mustafaunalan@hotmail.com

Ezberlenmiş Tatil Anlayışı

Haberlere göre Güney sahillerimiz tıka basa dolmuş, hiç boş otel kalmamış.

Akşam TV’de “artık şu ana kadar rezervasyon yaptırmayanlar mecburen köylerine gidecek” deniyordu, sanki büyük bir ceza takdim ediyor gibi.

Daha önce de yazdım ama tekrar edeyim, (bana göre) bunlar ezberlenmiş tatil anlayışı. Millet birbirine bakarak dolduruşa geliyor, tatil dediğin sanki güneyde denize girmekten ibaretmiş gibi bir hava var, hatta bunun için bir yıl boyunca para biriktiren var, olacak iş değil, biriktiremeyen tatil küresi.

Elbette herkesin kendine göre bir zevki/tercihi var, kimseye karışamayız, tamam ama tatil konseptinin kategorik olarak güneyde bir otelde-denizde geçirilmesini anlayamıyorum. Bu bana göre bir tatil değil, hapis, evet bildiğin hapis; 2 hafta boyunca veya üç beş gün bir otele hapsoluyorsun, 3 öğün yemeği mecburen orada yiyorsun, başka hiçbir yere gidemiyorsun ve mola aralarında da denize giriyorsun…

Son yıllar hariç hiçbir dönemde böyle bir (genel) tatil konsepti olmadı, bu akla-mantığa-doğaya-fıtrata aykırı bir şey, eskiden insanlar havalar ısınınca serin yerlere, yükseklere, yaylalara, ormanlara giderdi. Doğal olan budur. Hava ısınınca serin yerlere gidersin. Şimdi havalar ısınıyor, nem artıyor, bunalıyorsun, ama hava ve nemim bunaltıcı düzeyde olduğu sıcak bölgelere gidiyorsun! Neymiş? Deniz varmış orada, nemden bunalınca denize girebiliyorsun! Ya da klimalı odada oturuyorsun!

E o zaman gölgenin ve serinliğin olduğu (nemin olmadığı) bölgelere git ve zaten bunalma, ormana ağacı oksijeni bol yerlere git, yaylaya git, ne işin var gölgenin bulunmadığı denizin kıyısında?

Belki sübjektif bakıyorum, adam resmîmilli Bayramlar iki üç günü veya kurban Ramazan gibi eşiyle dostuyla sevdikleri ile geçireceğigünlerini kimseyitanımadığı bir yerde kendini bi ötele kapatarak kendini tatil yaptı hissediyor, Ama yine de bu işte bir yanlışlık var gibi geliyor bana. İnsanlar dolduruşa geliyor ve ezberlenmiş davranışlar sergiliyorlar.

Hadi güneşe ve denize hasret olan insanları anlarım, mesela Ruslar ve Kuzey Avrupalıları, onlar için güney sahilleri, güneş ve deniz anlamlı olabilir, ama bize ne oluyor? Güney sahillerinden bir selfi paylaşamayınca tatil yapmamış mı oluyoruz?

Neyse, herkes özgür tabi, kimseye karışamayız, ama ben nasipse köyüme gideceğim.

Bu arada önerdiğim ve uyguladığım tatil anlayışı da şudur. Eğer bir köyün/memleketin varsa en az 1 hafta oraya git, diğer zamanı da görmediğin yeni yerleri görmek, yeni insanları, o bölgenin kültürünü ve yemeğini tanımak için harca, böylece ne ile karşılaşacağını bilememenin heyecanını ve mutluluğunu (sürprizlerini) yaşa. Biz ailece böyle yaptık.

Doğu-batı, güney-kuzey, Türkiye’nin her tarafını gezmek lazım Bunu da genelde havanın ne sıcak ne soğuk olduğu zamanlarda gezeceğin bölgenin hava sıcaklığını bilmeklazım, gezi organize eden turlar bölgeyi ve görünmesi gereken yerleri daha iyi bildikleri için yanımıza bi uzman olması daha iyi olur.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar