Gaşiye Suresi'nin 21. ve 22. Ayetleri şöyle der, “Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin. Sen, onlar üzerinde bir zorba değilsin.” Münafıkın süresi 1: Münafıklar sana geldiklerinde, “Tanıklık ederiz ki sen gerçekten Allah’ın elçisisin” derler. Senin hiç kuşkusuz kendi elçisi olduğunu Allah elbette biliyor; ama Allah tanıklık eder ki münafıklar (inandık derken) kesinlikle yalan söylemektedirler. Yan odadaki seccade; seccadeleri fark edemediler ve ayakkabıyla bastılar.
Lakin asıl sorulması gereken soru şu; niye fark edemiyorlar?
Çünkü bu kültüre, bu sosyolojiye aşina değiller, hep söyleriz ya, sosyoloji bu toplumda ağırlıklı olarak dindir, en azından nüfusun önemli bir bölümü için bu böyledir, fakat bunu görseler de içselleştiremiyorlar, fotoğrafta yer alan Canan Kaftancıoğlu‘nun dediği gibi takiye yapmak zorunda kalıyorlar(bu Canan hanımın kendi ifadesidir), bu nedenle de böylesi kazalar oluyor ve doku uyuşmazlığı görünür hale geliyor.
İktidar cephesi muhtemelen “Kemal beyin mücahitlik, seyyitlik ve mehdilik” açısından karizması çizildi” diye seviniyor olabilir. Fazla sevinmesinler! “Ayakkabıyla namaz kılmak da sünnettir ” diye bir savunu gelebilir! CHP yandaşları [ve daha da ilginci bizim tayfanın bir bölümü] Kemal beyin seccadeye ayakkabı ile basmasını te’vil ediyor, hafifletmeye çalışıyorlar. Hadi CHP yandaşlarını anladık, peki size/bize ne oluyor?
Ya Hu siz hakikaten meseleyi mi anlamadınız yoksa yandaşlığınız [ya da Erdoğan nefreti] gözünüzü mü kör etti? Ya Hu size kim ‘’seccade kutsaldır’’ diyor? ‘’Namaz sadece seccadede kılınabilir’’ diyen kim? Mesele CHP zihniyetinin halkın inançlarına ve kültürüne yabancı olması, yaklaşık bir asırdır bilinen bu durumun adeta yeniden resmedilmesi, hepsi bu. Bakın kültürüne de dedim, okudunuz mu? Bu toplumda inançla kültür iç içedir, sosyoloji dindir, din kültürdür, kültür dindir [hani hep söyleriz ya], kastımız bu işte. Dine/kültüre aşinalık ve saygı/hürmet. Hepsi bu. Yani konu CHP’nin kültürel yabancılaşması (ben buna ‘’teososyolojik doku uyuşmazlığı’’ diyorum).
Şimdi hala anlamayan varsa şöyle anlatalım [tane tane]; Caminin dış duvarı da kutsal değildir ama ‘’cami duvarına işemek’’ diye bir deyim var bu ülkede. Ve bunun ne anlama geldiği de hepimizin malumu. Bir kumaş parçası olarak bakarsanız bayrak da kutsal değildir, dini olarak da bayrağa basmak diye bir günah yoktur, hadi o zaman bayrağa basın da göreyim sizi, bayrağa basın ve o şekilde resim çektirin bakalım! Keza evlere ayakkabı ile girmek de günah değildir, hadi o zaman buyurun Anadolu’da evlere ayakkabı ile girin de göreyim sizi, Kemal bey yanına Canan hanımı da alsın ve ayakkabıları ile girsin dolaştığı bölgedeki evlere, öyle ya, madem günah değil…
CHP önceki yıllarda Diyarbakır’da bir kadın aday çıkarır. Bölge kültürüne aşina olmayan bu aday, seçim çalışmaları kapsamında önüne gelen herkesle tokalaşmaya başlar. Böyle yapar ki seçmenle yakın bir bağ kursun ve desteğini alsın! Lakin bir, iki, üç… Derken sokakta karşısına çıkan herkes ‘’yao bu kadın bizim de abdestimizi bozacak’’ diyerek kaçışmaya başlar. Çünkü bölge halkının çoğunluğu dindardır ve Şafii mezhebine mensuptur, Şafii fıkhına göre ise kadınla ten teması [velev ki bu kadın kendi eşi de olsa] abdesti bozar. Şimdi ben bu fetvanın Kur’an’a dayanmadığını [Maide 6’daki ‘’kadına temas” ifadesi ile cinsel temasın kast edildiğini] düşünüyorum; bu durumda bölge halkına ‘’siz yanlış yapıyorsunuz, tokalaşın kadın adaylarla, abdestinize bir şey olmaz’’ mı diyeyim? Farzı muhal orada bulunsam, ‘’Ya Hu siz ne biçim Müslümansınız, Kur’an’da yok böyle bir şey, aşırı tedbirli davranıyorsunuz, bırakın bu işleri’’ mi diyeyim? (normalde derim ve diyorum da zaten ama bunu sayfamda derin, politik arenada -seçmene hakaret eder ve aşağılar gibi- değil).
Şimdi, ey ‘’Seccade kutsal değildir’’ diyenler, ‘’hani siz Kur’ancıydınız’’ diyenler, hadi buyurun, desteklediğiniz adaylarla bölge halkına gidin ve deyin ki; ‘’siz yanlış yapıyorsunuz, Kur’an’da böyle bir şey yok, kim uyduruyor bu zırvaları vs.’’ Hadi buyurun.
Ah ah! Söyleyecek çok söz var da gerek yok, kutsal ile kültürel ve teopolitik yabancılaşmayı ayırt edemeyenlere ne söylesek az [aslında pekâlâ ayırt ediyorlar da işlerine gelmiyor].
Hani Yavuz Ağıralioğlu ‘’CHP’ye rüyasında oy verdiğini gören sağcı gusül abdesti alır’’ demişti ya [ve hiçbir CHP’li de ‘’yok böyle bir şey, saçmalama’’ diyememişti ya], CHP ile ilgili muhafazakâr sağ seçmende böyle bir algı var ve Kemal bey son 10 yıldır bu imajı, bu algıyı yıkmak için çok çaba sarf etti. Ama bu seccade kazası ile adeta tüm çabalarını yok etti, ben Kemal beyin bu hadise nedeniyle hakikaten çok üzgün olduğunu düşünüyorum, üzgündür, çünkü tüm bu çabaları heba olmuş olabilir.
Muhafazakâr dindar halk nezdinde CHP hakkındaki bu algı ile ilgili anlatılan onlarca hadise vardır. Mesela biri şudur; Bir Karadeniz köyünde CHP adayı dolaşıyormuş, yaşlı bir teyze elinde ibrik veya güğüm ile su taşıyormuş, CHP adayı ‘’yardım edeyim teyzeciğim’’ diyerek elinden almış ve evine kadar taşımış güğümü, teyze de ‘’sağ olasın evladım, siz kimsiniz, ne edersiniz buralarda? Demiş, aday ‘’İşte ben CHP’nin adayıyım, ismim …’’ der demez, teyze ‘’tövbe estağfurullah, tövbe estağfurullah’’ diyerek güğümdeki suyu dökmüş ve ‘ben bunla abdest alacaktım, mundar oldu’’ demiş [bunu ben demiyorum, teyze diyor, şimdi ’güğüm de su da kutsal değil’’ tartışması başlatmayalım diyor ZEKİ BAYRAKTAR HOCAM.
Yorum Yazın