"Kuran'a aykırı düşünceleri ve söylemleri, din adına asla kaynak olarak alamayız.Dine bakışta insanların söylemlerine değil Allah'ın sözüne, yani Kuran’a bakılmasının esastır. Allah'ın indirdiği Kuran üzerinden değil, başka kaynakların ve insanların söylemlerinin devreye girmesiyle Müslümanların kafası karışmaktadır. Din diye Allah'ın Kitabı yerine, bunun dışındaki söylemler referans alındığında, toplumun, özellikle de lise ve üniversite çağındaki gençlerimizin İslam’a bakışı olumsuz yönde etkilenmektedir. Dinde asla reform olmaz.
Zira 'reform', deforme olmuş bir şeyi orijinal haline getirmek demektir. Kuran asla deforme olacak bir kitap değildir. Geçmişe, bugüne ve geleceğe sözü olan bu Kitap'ın hükümleri asla belirli bir tarihsel döneme hapsedilemez. İstiklal şairimiz Mehmet Akif’in 'Doğrudan doğruya Kuran’dan alıp ilhamı, Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam'ı' beyitlerinde işaret ettiği doğrultuda yürümeye gayret etmeliyiz. Bu noktada hükümleri kıyamete kadar değişmeden sürecek olan Kuran’ın, ayetlerle sabitlenen emirlerinin bugün bize ne söylediğini anlamak ve buna uygun olarak hayatımızı şekillendirmek mecburiyetindeyiz. Ancak bu çağa uygun yorumlama biçimi, asla ayetin hükmüne aykırı olmamalıdır. Bakışımızı daha iyi anlatmak için bir örnek vermemiz gerekirse, Peygamberimizin sünnetindeki asıl maksat misvak kullanımı değil, dişlerini fırçalıyor oluşudur. O’nun yolunu takip eden bizlerin de burada odaklanmamız gereken nokta da misvak değil dişlerimizin temizliğidir."
Kuran'a aykırı düşüncelerin ve söylemlerin, din adına asla sayılamaz.
"Zira, Zümer Suresi’nin 3'üncü ayetinde bildirildiği gibi 'Din sadece Allah’a aittir.' Ve Hucurât Suresi’nin 16'ncı ayetindeki 'Dininizi siz mi Allah’a öğretiyorsunuz?' uyarısını din adına konuşan hiç kimse aklından çıkarmamalıdır. Allah adına konuşmak, Allah’ın Kitabı'ndan konuşmayı zorunlu kılar. Hangi kitapta yazıyor olursa olsun eğer bir görüş Kuran'a aykırı ise bu kabul edilemez. Yegânekriter bu söylemlerin Kuran’a ters olmamasıdır. Aynı anlayış rivayetlere bakışımızda da geçerlidir. Eğer bir söz Kuran’a aykırı ise bu sözü asla Hazreti Peygamber’in söylemiş olamayacağına inanıyoruz. Bu nedenle dinde insanların söylemi değil, Allah'ın sözü esastır.
Kur’an’ın birçok konuda ma‘rûfa/örfe göre hareketetmeyi onaylaması, beşeri dünyasını kurmada insanın olabildiğince özgür bırakıldığı anlamına gelmektedir. Bu özgürlük alanına genişliğini kazandıran husus, Kur’an mesajınınsade ve evrensel oluşudur. Kur’an’ın her dönemde uygulanabilir evrensel mesajı, Allah’aiman, O’na kulluk/ibadet ve insanlar arasında dürüstçe (iyi niyet besleyerek) hareketetmekten ibarettir. Kur’an’ın ma‘rûfa itimadı, inanan bireylerin iyi niyetle kuracakları sosyo-kültürel bir dünyada, beşeri niteliklerle ilahi niteliklerin birbirinitamamlamasından kaynaklanmaktadır.