Geçici korkular çocuk gelişiminin bir parçasıdır. Belli gelişim dönemlerinde çocukların bazı korkularının olması olağandır. Çocuğun gelişimiyle paralel olarak hayvan, gök gürültüsü, hırsız, ölüm, yalnızlık, karanlık korkusu gibi korkuları olabilir. Önemli olan bu korkuların yaşam kalitesini, günlük hayatını ve gelişimini engellememesidir.
Çocuklarda korkunun ortaya çıkmasında birkaç faktör etkilidir. Bunlardan ilki, korkunun öğrenilmesidir. Çocuklar, büyürken anne ve babalarını çok dikkatli bir şekilde gözlemlerler. Onların olaylar karşısında verdikleri tepkileri taklit eder ve uygulamaya çalışırlar. Model almada aile tek kaynak değildir.
Arkadaşlar, öğretmenler, televizyon, bilgisayar oyunları da alternatif etki kaynaklarıdır. Seyredilen bir filmin veya anlatılan bir hikâyenin etkisinde kalma da görülebilir. Doğuştan itibaren çevresel faktörlerden çok çabuk etkilenen bir çocuk daha kolay korku reaksiyonu geliştirebilir ama asıl önemli olan aile çevresinde olaylara nasıl tepki verildiğidir.
Ayrıca büyütülen ortam fazla korumacı bir yapıdaysa çocuk değişik ortamlara girmekten çekinir ve farklı ortamlara gireceği zaman korku duyar.
Çocuk yetiştirmede baskıcı ve otoriter tutum, kötü rüyalar ya da kâbuslar görmek, aile içinde şiddet olaylarının yaşanması gibi birçok davranış çocuklarda korkunun ortaya çıkmasında etkilidir.
Çocukların Korkularını Yenmesinde Ailelere Öneriler:
Çocuklar, çevrelerini tanıdıkça, beden güçleri ve zihinsel yetenekleri geliştikçe korkularını büyük ölçüde yenerler.
Anne ve babaların, çocuklarının yaşadığı korkuların daha ileriki yaşlara taşınmaması için dikkat edebilecekleri bazı noktalar vardır:
Çocukta korkunun uzamasını ve olumsuz etkilerini önlemek için korkunun nedenleri araştırılmalı ve bu nedenler ortadan kaldırılmalıdır.
Aşırı koruyucu bir tutum ile çocuğu her şeyden korkar hale getirmemelidir. Çocuğun arkadaş grubuna girmesine ve öz güven duygusunu geliştirmesine yardımcı olunmalıdır.
Çocuk kaç yaşında olursa olsun htiği korkuya karşı saygı gösterilmelidir. Bağırmak, alay etmek veya korkusunu yok farz etmek korku sürecinin uzamasına sebep olacaktır.
Çocuklara korkulu masallar anlatılmamalı, korku filmleri izlemesine ve şiddet öğelerinin çokça yer aldığı bilgisayar oyunlarının oynamasına izin verilmemelidir.
Fiziksel temasın çocuğun korkusunu kontrol altına almasında yardımcı olacağı unutulmamalıdır.
Çocuğun neden korktuğunu ona sorarak anlamak ve birlikte bu korkuyla baş etmeye çalışmak önemlidir. Çocuk karanlıktan korkuyorsa, onunla birlikte odaya gitmek, yalnız yatmaktan korkuyorsa, uyuyana kadar yanında kalmak (o uyuduktan sonra kendi odanıza gideceğinizi mutlaka söyleyerek), odada veya koridorda bir ışık bırakmak, odasının kapısını açık bırakıp, ihtiyacı olursa seslenebileceğini söylemek, çocuğunuzu rahatlatacaktır.
Unutulmamalıdır ki korku sağlıklı bir işleve sahip olduğu gibi çocukların toplumsal ve akademik açıdan sorun yaşamasına neden olacak kadar yoğun da olabilir.
Hangi korkuların normal olduğunu ve ne zaman daha ciddi bir duruma dönüştüğünü anlamak çocuğunuza yardım etmeniz kolaylaştıracaktır.