Çocuğumuzun bizimle birçok şeyini paylaşabilmesi sağlıklı iletişimden geçmektedir. Çocuklarla sağlıklı iletişim kurabilmek onların gelecekte sağlıklı bir yetişkin olabilmeleri için oldukça önemlidir. Çocukla sağlıklı iletişim kurulduğunda çocuğun duygu ve düşüncelerine zorlanmadan ulaşılması çok daha mümkün olmakta ve anne-babayla yaşamının birçoğunu paylaşması ve sorun yaşadığında aileye danışması veya söylemesi çok daha sağlıklı olmaktadır. Öncelikle ebeveynler çocuklarının kendileriyle iletişime geçmelerini istiyorlarsa onlar da çocuklarıyla “gerçek ve sağlıklı” iletişime geçmelidirler.
Anne-babanın çocuğuyla sağlıklı iletişim kurabilmesi ona saygı duymasıyla başlayacaktır. Anne baba çocuğunun da bir birey olduğunu; onun da bir dünyası olduğunu; onun da duygularının ve düşüncelerinin olduğunu hiçbir zaman unutmamalı ve onların duygu ve düşüncelerine saygısızlık yapılmamalıdır.
Çünkü çocuklarda yetişkin gibi duygulara sahiptir ve değerlilik inançlarını bu dönemlerde oluşturmaya başlamaktadır. Çocukların duygu ve düşüncelerine saygı duyulmadığında, çocukların kendisini değersiz hmesiyle özgüveni zedelenebilmektedir ve sağlıklı iletişim kurmak yolunda çocuk bir adım geriden gelebilmektedir.
Ebeveynin çocukla iletişim kurarken beden dili ile konuşma dili tutarlı olmalıdır. Sağlıklı iletişim için bedenen çocuğun yanında olunurken aynı zamanda ruhen de onunla olunmalıdır. Bir yandan iş yaparak, televizyon izleyerek ya da bilgisayarda meşgul olunurken diğer yandan çocukla iletişim kurulamamaktadır. Ona özel zamanlar ayrılmalıdır ve o zamanlarda sadece onunla olunmalıdır. Böylece çocuğun değerlilik inancı gelişmekte ve ebeveyniyle kendisine dair birçok şeyi paylaşması mümkün olabilmektedir.
Farklı işler arasına ya da yoğunluğun arasına sıkıştırılan çocuk her şeyin farkındadır ve bu da ebeveynle iletişimini zayıflatmaktadır. Unutulmamalıdır ki çok zaman ayırıyor olmak her zaman sağlıklı zaman ayrıldığını göstermemektedir; çocuğa çok zaman ayırarak sağlıksız iletişim kurulmasındansa az ve öz zaman ayrılması onunla sohbetin ve samimiyetin arttırılması adına daha faydalı olmaktadır.
Çocuğun paylaşmasını arttırmak için veya olumlu davranışlarının devamını sağlamak adına onun istenen davranışları pekiştirilmelidir. Örneğin çocuk hata yaptığında bunu ebeveyne dürüstçe anlatabildiyse çocuğun doğru söyleme davranışı için çocuğa kesinlikle mutlu olunduğu iletilmelidir. Eğer ebeveyn çocuğunun olumlu davranışlarına odaklanır ve onları çoğu zaman manevi şekilde ödüllendirirse(sarılmak, öpmek, çok mutlu olduğunu dile getirmek vb) çocuğun bu istenen davranışı attırılmış olacaktır.
Çocuk ebeveyne göre yanlış bir davranış yapmış olsa bile anlatmasından dolayı dürüst davrandığı için mutlu olunduğu iletildikten ve dürüstçe davranması pekiştirildikten sonra çocuk sakin bir şekilde yargılanmadan dinlenmelidir. Unutulmamalıdır ki yetişkin bakış açısı ile çocuk bakış açısı çoğu zaman aynı olmamaktadır ve yetişkin ve çocuğun yaptığı çoğu eylem aynı amaca hizmet etmemektedir. O nedenle bu davranışın çocuk için ne anlama geldiği konuşulmalı, korkutulmadan kısa ve net açıklamalarda bulunulmalı ve doğru olan davranışın ne olduğu bu şekilde ifade edilmelidir; Ardından hatalı davranış üzerinde fazla durulmamalıdır.
Çocukların sorunlarını anlatmaktaki en büyük amacı aslında anlaşıldıklarını fark edebilmektir. Ebeveyn bu şekilde empatik iletişim yolunu kullandığında ve çocuğa onun duygularını tanıtarak konuştuğunda çocuk da bir süre sonra duygularını ifade edebilmeyi öğrenecektir.
Çocukla bu şekilde sağlanan sağlıklı iletişim ile duygu ve düşüncelerini ebeveyni ile paylaşması çok daha mümkün olacak ve sağlıklı paylaşımlar oluşmuş olacaktır. Ayrıca faydalar sadece bununla kalmayacak aynı zamanda sosyal yaşamda kendisine güven duyan, değerli hisseden, cesur olabilen ve duygusal zekası gelişmiş olan bir yetişkin olabilecektir.