Mustafa Ünalan

Mustafa Ünalan

Mail: mustafaunalan@hotmail.com

Allah Kitabında Şefaat Konusunu Ayetini Ayetler İle Açıklamış

      Şefaatin Bütünü tamamı Allah'a Aittir Zümer süresi 39/44."Rablerine toplanacaklarından korkanları Kur'an ile uyar, O'ndan başka hiçbir dost ve hiçbir şefaatçileri yoktur, Allah'tan sakınmaları umulur." (En'am, 6/51)

      "Gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. Ondan başka hiçbir dostunuz ve şefaatçiniz yoktur. Düşünmüyor musunuz?" (Secde, 32/4) Ayrıca bkz. 39/43,44; 6/51; 40/18.Görüldüğü gibi Allah, bütün şefaatin kendisinin olduğunu, başka varlıklardan şefaat bekleyenlerin hiçbir dost ve şefaatçilerinin olmadığını, şefaatle ilgili inanç ve beklentilerinin boşuna olduğunu, mülkünde tasarruf etme hak ve yetkisinin sadece kendisinin olduğunu, şefaatçi kabul edilen varlıkların böyle bir hak ve yetkilerinin bulunmadığını kesin olarak belirtmektedir.

      Konuyla ilgili çalışması olan Kademoğlu'nun da vurguladığı gibi, Kur’an’ın şefaat konusunda dikkati çektiği temel gerçek, şefaatin mülk üzerinde ilâhı hükümranlıkla alâkalı bir tasarruf olduğudur. Müşriklerin, kendilerine şefaat edeceklerine inandıkları hayâli şefaatçilerinin mülk üzerinde hiçbir tasarrufa sahip bulunmadıklarını ve bu yüzden şefaatçi olamayacaklarını bildiren ayet (39/43) ile; aynı doğrultuda hemen onu izleyen ayette (39/44) şefaatin bütünüyle Allah'a ait olduğu ifadesinin, göklerin ve yerin hükümranlığının Allah'a mahsus olduğu cümlesini takiben bildirilmiş olması bunu belirtmektedir.1

      2. Ahirette Hiçbir Şefaatçi Yoktur

      Kur'an'da şefaatten söz eden ayetlerin bir kısmı, görüldüğü gibi Allah'tan başka hiçbir varlığın şe­faat hakkının bulunmadığını belirtirken, bir kısmı da ilke olarak ahirette hiçbir şefaatin olmadığını söyler. Bu genellik ve tümden reddetme, ayetlerin bağlamlarından ve anlatım üsluplarından anla­şılmaktadır. Örneğin, Arapça dil kurallarına göre olumsuz bir cümlede belirtisiz/nekre bir isim gel­diği zaman, genellik/ umum belirtir ve bütün cinsi olumsuzlaştırır. Türkçe tercümede bu, "hiçbir" sözcüğü ile belirtilir. Mesela:

      "Kimsenin kimseye hiçbir şey yapamayacağı, kimseden hiçbir şefaatin kabul edilmeyeceği, kimseden hiçbir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği günden sakının." (Bakara, 2/48)

      "Kimsenin kimseye hiçbir yarar sağlamayacağı, hiçbir kimseden fidye alınmayacağı, kimseye hiçbir şefaatin yarar vermeyeceği ve onların yardım görmeyeceği günden sakının." (2 Bakara, 2/123)

      "Ey inananlar! Hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun, hiçbir şefaatin olmadığı günün gelmesinden önce sizi rızıklandırdığımızdan hayra sarf edin. İnkâr edenler ancak kendilerine yazık edenlerdir." (Bakara, 2/254)"Kıyamet koptuğu gün suçlular umutsuz kalıverirler. Koştukları ortaklar kendilerine şefaatçiler olmadı. Ortaklarını inkâr ederler. Kıyamet koptuğu gün, işte o gün, darmadağın olurlar." (Rum, 30/12-14) ayrıca bkz. 30/12-14; 36/03-25; 82/14-19.

      "Suçlulara: Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir? Diye sorarlar. Onlar derler ki: Namaz kılanlardan değildik. Düşkün kimseyi doyurmuyorduk. Batıla dalanlarla biz de dalardık. Ceza gününü yalanlardık. Ölüm bize o haldeyken geldi. Artık onlara, şefaatçilerin şefaati fayda vermez." (Müddessir, 74/41-48).Bu ayetlerde anlatılan kişiler, kâfirler olup cehenneme atılırken cennetlikler onlara bunun sebebini sormakta, onlar da bu kötülükleri işlediklerini ve böylece ateşe atıldıklarını belirtmektedirler. Böylece "Onlara, şefaatçilerin şefaati fayda vermez." ayetindeki "şefaatçiler"den maksadın gerçekten şefaatçiler değil, şefaatçi sandıklar ilahları/putları olduğu görülmektedir. Çünkü kendileri putperest kâfir kişilerdir. Onun için ayetin şefaatçilerden söz ettiğine bakarak ahirette şefaatçiler olacağını söylemek mümkün değildir.

      Görüldüğü gibi ayetler, gerek putperestlerin gerekse başkalarının dünyada veya ahiret gününde beklediği şefaatin olacağı inancını kesin olarak reddetmektedir. O gün dünyada şefaat etmesi umulan varlıkların hiçbirinin kesinlikle böyle bir şefaatlerinin olamayacağı ve şefaatle kimseye yarar sağlamalarının söz konusu olmadığını belirtilmektedir.Allah'ın, şefaatin tümünün kendisinin olduğunu ve hiçbir şefaatin ve şefaatçinin bulunmadığını söyledikten sonra dönüp şefaat etmesi İçin birilerine izin vereceğini söylemesi açık bir çelişki olacağından, şefaati şartlara bağlayan aşağıdaki ayetlerden de şefaatin olacağını çıkarmak mümkün değildir. Çünkü Allah, kendisiyle çelişmeyeceğini ve sünnetinin kesinlikle bozulmayacağını ve değişmeyeceğini belirtmektedir.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar