Kuran-ı Kerimde sıklıkla hatırlatılan ve yasaklanan, Allah adına yalan söylemeyle ilgili bir ayet ile başlayalım. Allah adına yalan uydurandan yahut onun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir?” (Enam suresi 21) Kur’an gibi dosdoğru, kendisinde hiçbir çelişki ve eğrilik olmayan hak bir kitap olduğu halde, Kur’an dışında Allah adına söylenen iftiralar, maalesef İslam topluluklarında kabul görmüştür. ”
Allah adına yalan uydurandan daha zalim kimdir.” ayetlerine rağmen, Kur’an dışı, Allah adına uydurulmuş sözler (Hadis-i Kutsiler) Müslümanların pratik hayatına yön vermiş, halada vermekte ve uyanmamakta direnmektedirler. Şahsen ben Casiye suresi 6’ncı ayetini okurken, Kur’an’ın haricinden, İslam adına bir söz işitip veya dinlediğimde, tüylerim diken diken oluyor.”
İşte şu Allah’ın ayetlerini gerçek doğrular olarak, onu sana biz okuyoruz. Allah’dan ve onun ayetlerinden başka hangi söze inanacaklar.
Yazıklar olsun O günaha batmış bütün iftiracılara! Kendilerine okunan Allah’ın ayetlerini işittikleri halde, sonra sanki hiç duymamış gibi büyüklenirler. Onlara acıklı bir azabı müjdele.” Bu kadar açık ve net, anlaşılması kolay ayetlere rağmen, insanlar rahatlıkla iftira atabiliyor ve bu uydurmalara inandım diyenler, içlerine sindirip araştırmadan kabullenebiliyorsa, kitaba iman konusunda, ciddi zafiyetleri var demektir.
Şuara suresi 51-54 üncü ayetlerinde “Allah bir insanla ancak! Vahiyle yahut perde arkasından yahut bir elçi göndererek ki, dilediği şeyi o elçi ile vahyeder. O bilendir, hüküm verendir. İşte böylece sana bizden bir ruh (Kur’an) vahdettik.
Sen kitap nedir iman nedir bilmezdin. Ama! Kitabı (ruhu) yol gösteren bir ışık yaptık ki, onunla kullarımızdan dileyenleri doğru yola iletelim. Ancak yalnızca sen, kullarımızı sırat-ı müstakime (en doğru yola) iletirsin, o yol ki göktekilerin ve yerdekilerin sahibi olan Allah’ın yoluna. Bütün işlerin dönüşü Allah’a değil midir? Bakara 170 inci ayetinin açıkça belirttiği gibi şeytan yapmaktadır. “Ey insanlar yeryüzünde temiz ve helal olanlardan yiyin, şüphesiz sizin apaçık düşmanınız olan şeytanin yoluna uymayın.
O size kötülük yapmanızı, günah işlemenizi ve Allah adına bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.” Araf suresi 31 inci ayette Rabbimizin yasaklarını okuyalım. “Deki Rabbim, edepsizliğin gerek açıkça yapılmasını ve gerekse gizlice yapılmasını, günah işlemeyi, haksız yere isyan etmeyi, hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah’a ortak koşmanızı ve bilmediğiniz şeyleri Allah adına söylemenizi, yasaklamıştır.
Bakara 170 inci ayetinin açıkça belirttiği gibi şeytan yapmaktadır. “Ey insanlar yeryüzünde temiz ve helal olanlardan yiyin, şüphesiz sizin apaçık düşmanınız olan şeytanin yoluna uymayın. O size kötülük yapmanızı, günah işlemenizi ve Allah adına bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.” Araf suresi 31 inci ayette Rabbimizin yasaklarını okuyalım.
“Deki Rabbim, edepsizliğin gerek açıkça yapılmasını ve gerekse gizlice yapılmasını, günah işlemeyi, haksız yere isyan etmeyi, hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah’a ortak koşmanızı ve bilmediğiniz şeyleri Allah adına söylemenizi, yasaklamıştır.
Rabbimizin bu kadar ağır tehditleri karşısında, resullerin Allah adına en ufak bir söz söylemeleri mümkün olmadığı gibi, düşünmeleri halinde bile kesinlikle Rabbimiz tarafından uyarılıyor. İsra suresi 73 üncü ayetinde “Sana vahy ettiğimize karşı, bizim adımıza Kur’an dan başka şeyleri uydurman için, neredeyse seni fitneye düşüreceklerdi.
Eğer onların dediğini yapsaydın seni dost edinirlerdi. Biz seni desteklemeseydik neredeyse onlara uyacaktın. O zaman bizde sana, hayatın ve ölümün acısını tattırırdık da, bize karşı kendine kesinlikle yardımcı bulamazdın. Allah adına yalan söyleyerek işlemişlerdir. Bu tür insanları Kur’an açık bir şekilde tarif etmiş, Kur’an arifleri, vahyin rehberliğinde yalancıları çok kolaylıkla tespit edebilirler. Enam suresi l44 üncü ayetine bakalım.
“Bilgisizce insanları saptırmak için Allah adına yalan söyleyenden daha zalim kimdir. Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
Hakla batıl birbirine girmiş, sorunlarını, çelişkilerini, ihtilaflarını Allah’a ve resulüne götürüp problemlerini çözememişler; dinde fırkalara ayrılmışlar.
“Samimi olarak O’na yönelin, O’ndan sakının, namazı kılın, dinlerinde ayrılığa düşüp, fırka fırka olan, her fırkanında taraftar olduğuyla övündüğü müşriklerden olmayın.” (Rum suresi 31-32) Hiç biri de benim yoğurdum ekşi demiyor.
Hep bir ağızdan tarikatlar hak, her tarikat insanı Allah’a götürür! Tek şartla, tarikatın şeyhine teslim olacaksın, teslim olmazsan yine olmaz. Ölünün yıkayıcıya teslim olduğu gibi teslim olacaksın. Yalnız başına Allah’a nasıl gidersin? Cumhurbaşkanına, başbakana direk çıkabiliyor musun ki, Allah’a tek başına ulaşacaksın? Tam bir müşrik mantığı.
“Onlar bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” (Zümer 3)Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmamak ve kendilerini ilah ilan edenleri ret edip itaat etmemektir. Ayrıca “Allah gökte ve yerde her şeyi bilip dururken, O’na dininizi siz mi öğretiyorsunuz?” (Hucurat l6)Allah adına yalan söylemek Kur’an’ın 9 ayeti kerimesinde aynı formda “Allah adına yalan söyleyenden daha zalim kim vardır?” şeklinde tekrar edilerek konunun önemine gerek uyduranlar açısından, gerekse uydurma sözü işitenler açısından dikkat çekilmektedir.
ALLAH'ın cehenneme koyduğunu torpille ordan çıkartacaklar, ALLAH sadece dünya hayatı ahiret hayatını anlatırken, kabir hayatını, münker nekir adlı hesaba çeken melek uyduranlar, Zümer 44'de şeffaftın tamamı ALLAH'a ayit derken, şefaat izni verebileceğininde sadece melekler olabileceğini NECM 26 da açıkça dediği halde bu izne kendilerinde görenler utanmıyor musunuz? ALLAH'ın insanoğluna ahirette böyle bir izni verdiği birtane ayet var mı? ALLAH adına yalan uyduran zalimler gurubuna sizler girmiyor musunuz?...