<p>Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turan Açık, yazının ortaya çıkmadığı dönemlerdeki toplumların doğayı ve durumları okuduğunu, okumak eyleminin yazmak eyleminden önce geldiğini söyledi.</p>
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) tarafından düzenlenen ve geleneksel hale gelen Felsefe Toplantısı’nda “Okumanın Tarihi” başlıklı bir sunum yapan Açık, okumanın tarihini kültürün tarihiyle eşleştirmenin ve bunu da genel insanlık tarihiyle mukayese etmenin mümkün olduğunu belirtti. Kültürün sözlü, yazılı ve görsel kültür olarak üç gruba ayrıldığını, bunların da geleneksel, modern ve post-modern dönem olarak değerlendirildiğini ifade eden Turan Açık, “Modern yahut post-modern insan açısından okumak ve yazmak beraber düşünülüyor, ancak pozitif bilimler açısından yazının ilk örnekleri Mezopotamya’da, M.Ö. 4000’lerde ortaya çıkmıştır. Bu noktada şunları sorabiliriz, ‘Acaba bu tarihten önceki insanların durumu ne idi? Onlar okumuyorlar mıydı?’ Bu soruların cevabını bizlere sözlü kültür veriyor” dedi. Bebeğin yüzündeki şaşkınlık, korku veya sevinci okuyan anne ve babanın okuma filleri, elini suya sokup akıntının yönünü okuyan balıkçının okuma filli, gökyüzünü seyrederek hava durumunu okuyan çiftçinin okuma fiili…
Tüm bunların okuma eyleminin yazıdan önce geldiğini gösterdiğini kaydeden Doç. Dr. Turan Açık, şöyle devam etti: “Peki, insanlar yazıyı kullanmaya başladıktan sonra okuma ve yazma eşanlamlı bir hale mi geldi? Ya da okumak, salt kitapların dünyasından mı ibaret? Kafka, ‘İnsan soru sormak için okur’ diyor. Sokrates ise yüzlerce yıl öncesinden ‘Kitaplar öğrenmeyi engeller, zira onlara soru sormak mümkün değildir, çünkü ölüdürler’ diye cevap veriyor. Bu noktadan bakıldığında asıl olan diyalogdur.” 98’incisi düzenlenen Felsefe Toplantısını, öğrenciler ve akademisyenler takip etti. Etkinlik, soruların cevaplanmasıyla sona erdi. Asü Basın
Yorum Yazın