Değişimin Kontrollü Gerçekleşmesi Önemli ASÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Topluluğu’nun düzenlediği “Türk Muhafazakârlığı Dün, Bugün, Yarın” isimli konferansın selamlama konuşmasını yapan Rektör Şahin, Türkiye’de değişimin ve dönüşümün ağırlıklı olarak muhafazakârlar tarafından üstlenildiğinin görüldüğünü, muhafazakâr ideolojinin kötü değişimleri reddettiğini, altüst oluşlara razı gelmediğini kaydetti. Hayatın sürekli değişerek devam ettiğinden söz eden Şahin, “Kendimiz, içinde bulunduğumuz şartlar, ülkemiz ve dünya sürekli değişiyor. Dolayısıyla bu değişime kendimizi uyarlama zorunluluğumuz var. Muhafazakâr ideoloji, bu değişimin daha kontrollü yapılmasının adına da denebilir. Aile kurumu, devlet kurumu, gelenek gibi kavramlar önemlidir. Değişim de önemli ama değişimin kontrollü olması, muhafazakâr ideoloji bakımından önceliklidir” dedi. Türkiye’nin, kuruluşundan itibaren köklü değişimler yaşadığını ancak, bu değişimlerin pek çoğunun daha sonra tekrar sorgulanıp, bazı bakımlardan başa dönüldüğünün de görüldüğünü belirten ASÜ Rektörü, “Muhafazakâr ideolojinin içinde barındırdığı sindirerek ve kabullenilmiş değişimin çok daha kalıcı olduğunu görmek mümkün” dedi. Gündelik Dildeki Kullanım Bizi Yanıltıyor Şahin’in ardından kürsüye gelen ASÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akıncı, “Türk Muhafazakârlığı Dün, Bugün, Yarın” isimli sunumunda, detaylı bir muhafazakârlık tanımı yaptı. Türkiye’de özellikle 2002 yılında, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin göreve gelmesinin ardından muhafazakârlığın ne olduğunu anlatmaya çalışan geniş bir literatür oluştuğunu kaydeden Akıncı, “Muhafazakârlık, değişime direnç gösteren bir ideoloji olarak algılanıyor. Muhafazakârlığın gündelik dildeki kullanımıyla, siyaset bilimindeki yâda fikir tarihindeki karşılığı arasında ciddi farklar var. Gündelik dildeki kullanımlar bizi yanıltıyor” dedi. Büyük devrimci partilerin bile iktidara geldikten sonra statükocu olduklarının bilindiğini, bunun en büyük örneğinin ise 1917 Ekim Devrimi olduğunu kaydeden Doç. Dr. Mehmet Akıncı, “Herkes geleneklerine düşkündür ve muhafazakârlık aynı zamanda bir gelenek savunuculuğudur. “Bütün gelenekleri savunanlar muhafazakâr mıdır?” sorusu, bu konuyu anlamada bazı sorunlara yol açabiliyor. Bir ideoloji olarak muhafazakârlık aydınlanma aklına, aydınlanmayla birlikte ön plana çıkmış soyut akla karşı olan; bu soyut akılla yürütülen siyaseti eleştiren ve yine bu soyut akla güvenerek toplumun hızla değiştirilmesinin önüne geçmek isteyen bir ideolojidir” dedi. Etkinlikte Topluluk Başkanı Sefa Taş da kısa bir konuşma yaptı. Sunumu, Belediye Başkan Yardımcısı Serdar Baydar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hacı Murat Yılmaz, akademisyenler ve öğrenciler takip etti. Belediye Başkan Yardımcısı Serdar Baydar, Doç. Dr. Mehmet Akıncı’ya sunumu münasebetiyle plaket, Rektör Şahin ise bir buket çiçek takdim etti. Haber: Mehmet Eser
Yorum Yazın