Eser, Ülkelerin ekonomik sosyal ve siyasal gelişmişlik düzeylerini belirleyen en önemli faktörlerden biri eğitimdir. Günümüzde toplumlar, eğitim düzeyinin artmasıyla ekonomik kalkınma arasında bağ kurmaktadırlar dedi.Bireylerin aldıkları eğitim oranında topluma katkıda bulundukları düşüncesi artmıştır diyen Önde Danışmanlık ve Mesleki Eğitim Genel Koordinatörü Mahmut ESER, Eğitim, iktisadi kalkınmanın temelini oluşturmaktadır. Eğitimin amacı, hem ülkenin hem de insanların her çeşit istek ve ihtiyaçlarını karşılamaktır. Üretim tekniklerinin hızlı değişmesi, eğitime daha fazla önem verilmesi sonucunu doğurmuştur. Bunun neticesinde bilgiye ve gelişmeye daha fazla yatırım yapma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Kalkınmanın ve Ekonominin en temel faktörü olan insanın eğitimli hale getirilmesi ekonominin güçlülüğünü ve sürdürülebilirliğini sağlayacaktır. Eğitim bireylerin rasyonelitesini arttıran, seçimlerinde doğruya yönlendiren en önemli etkendir. Bilinçli ve rasyonel tüketici eğitimli demektir. Gelişmiş ve sağlıklı ekonominin faktörlerinden biri de eğitimli tüketicidir dedi. Aslında bizim anahtar kelimemizde Eğitimle kalkınmadır. Bu ise eğitim alanların yaşam kalitesi yanı sıra aynı zamanda çevresinin ve toplumunda yaşam kalitesini artırdığını vurgulayan Eser, Dolayısıyla gençlerimizin yeterli ve iyi bir eğitim alması toplumsal refah artışı sağlamanın en etkili yolarından birisidir. İyi eğitim alanlar öncelikle kendilerine fayda sağlarlar, çünkü verimlilikleri ve etkinlikleri artar. Genellikle iyi eğitim alanların çalıştıkları iş kollarında çalışma ortamı da caziptir. Dolayısıyla çalıştıkları ortamın kalitesi yaşam kalitesini etkiler. Günümüzde çalışma yaşamı, kuşkusuz eğitimli olmak ve başarılı olmak üzerinde kurulmuştur. Bunun için insanları başarıya yakalamak, bir bakıma bir üst sınıfa (kariyer ve ücret bakımından)yükselmek için eğitime büyük gereksinim duymuşlar ve kaynakların büyük bir kısmını eğitim üzerine harcamaya başlamışlardır dedi.Türkiyenin en büyük 400 özel sektör firması yaptığı araştırma sonuçları bu olguyu teyit etmektedir. Nitekimiz, ülkemizde firma yöneticilerin %97sine yakın bölümü, lisans, yüksek lisans, doktora almış, yöneticilerden oluşmakta %3de ön lisans eğitimi aldıkları görüldüğünü ifade eden Eser, Söz konusu araştırmada, ayrıca, kariyer geliştirme ile yani, örgüt yöneticilerinin kendilerini geliştirmeleri, daha iyi eğitim görmeleri, daha çok eğitim ve seminerlere katılmaları ile örgütlerin başarıları arasında olumlu ilişki bulunduğu saptanılmıştır. Yeni yüzyıl, sürekli eğitim, verimlilik ve kalite çağı bunu özelikle vurgulamak gerekirli. Eğitim adeta altın bir zincir gibi getirdiği verimlilik kalite ve istihdam süreçleri ile bir yandan Türkiyenin gelişmesine, rekabet gücü yoluyla zenginleşmesine yardımcı olurken diğer yandan da istihdamı genişleterek çağımızın zenginliklerine uzanan yolarını açmaktadır. Bu yenidünyalar beraberinde özgürlükleri, korkusuz toplumu, insanca çalışma koşularını getirmektedir. Gerçekten bilgi çağına yönelmiş bir küresel ekonomide, büyüme ve istihdam sorunlarına getirilecek çözümler, stratejik olarak sürekli eğitim faktöründe geçmektedir. Devletimizin hazırlamış olduğu birçok teşvik ve teşvik paketleri de eğitimin önemini göstermektedir. Eğitim ile kalkınma arasında çok sıkı bir ilişki söz konusu olup, eğitim olmadan iktisadi kalkınma gerçekleştirilemeyeceği aşikârdır. Kısaca Güçlü Ekonomi, Güçlü Modern Eğitim modelidir şeklinde konuştu.
Yorum Yazın