Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük terör katliamı gerçekleşti” ” dedi.CHP İl Başkanı Doğan Koşar basın mensuplarına yaptığı açıklamada; Bunu yapanlara ya da yaptıranlara insan denebilir mi? Bunlar insanlık iddiasında bulunabilir mi? Güçlendirilmiş bombadan 97 canımız toprağa düştü. Yaşlı, genç, çocuk, öğretmen, mühendis, doktor, eczacı her meslekten ve partiden insanlardır. CHP Malatya Gençlik kollarına mensup 11 gencin cenazesi bu gün genel başkanımızın katıldığı tören ile defnediliyor. Genel merkezimiz ülkemizdeki yasa uygun olarak Pazar, pazartesi, Salı günleri siyasal propagandayı erteledi. Tüm milletimize baş sağlığı diliyoruz. Ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Sevenlerine sabır diliyoruz. Bu alçak katliamın azmettiricileri mutlaka bulunmalıdır. 97 kişinin Ankara’nın göbeğine koyulan bombadan vefat ettiği ortamda, İç İşleri Bakanı Sn. Selami Altınok, “Güvenlik zafiyeti olduğuna inanmıyorum.” diyor. Güvenlik zafiyeti yoksa bu bomba Ankara’nın göbeğine nasıl geldi. MİT ne iş yapar, emniyet ne iş yapar. İstihbarat yakaladığı ile değil yakalamadığı ile anılır. Güvenlik zafiyetinin sorumlusu İşleri Bakanı Sayın Selami Altınok ve bu olay karşısında gülebilen adalet bakanı, dün genel başkanımız Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da dediği gibi Derhal İstifa Etmelidir. Etmezlerse azledilmelidir.Hızlı Tren faciasında 41 kişi öldüğünde Ulaştırma bakanı Binali Yıldırım istifa etseydi, Samsun TOKİ felaketinde 11 kişi öldüğünde, Çevre ve şehircilik bakanı Erdoğan Bayraktar azledilmeyi beklemeden istifa etseydi, Uludere olayında 34 kişi öldüğünde İç işleri bakanı İdris Naim Şahin kovulmayı beklemeden istifa etseydi, Reyhanlı olayında 54 kişi öldüğünde, azledilmeyi beklemeden iç işleri bakanı Muammer Güler istifa etseydi, Soma ve Ermenek Facialarında 319 kişi öldüğünde Enerji Bakanı Taner Yıldız, Çalışma Bakanı Faruk çelik istifa etseydi, bu olayların sorumluları ve azmettiricileri yakalansaydı, Ankara'daki faciayı yaşamazdık. Tel koptu diye intihar eden Japon mühendislerin yaşadığı dünyada, istifa etmesi gereken ve koltuğa yapışanlar, utanarak, yüzleri yerde yaşayacaklardır. Bağdat'tan, Halep'ten, Şam'dan gelen bomba seslerine, toplu katliamlara üzülüyorduk. AKP iktidarı bu sesleri Türkiye’ye taşıdı. Aynı sesler, Reyhanlı'dan, Suruç'tan, Diyarbakır'dan, Ankara'dan gelmeye başladı. AKP, maalesef yanlış uygulamaları ile Türkiye'yi Ortadoğu ülkesi yapmayı başarmıştır. Koalisyon kurmayıp, ülkeyi seçim macerasına götürerek olayların vebalini üstlenmiştir. 1 Kasım seçimleri, ülkemizin bu hale getirilmesine neden olan AKP’nin ülkemizin başından gitmesini sağlamalıdır. Şeffaflık yasası çıkartalım deyip, İl başkanı bile bulamazsın zılgıtını yeyince susan, Cumartesi günkü bombalamadan sonra “Bildiğiniz gibi şu anda bir AK Parti hükümeti iş başında değil. Anayasal zorunlulukla ülkeyi seçime götürmek üzere görev almış bulunan bir Bakanlar Kurulu söz konusu.” deyip milletin zekası ile alay eden Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu’nunda görevi sonlandırmalıdır. Şiddete şiddetle değil sevgiyle yaklaşan, kan ve gözyaşından medet ummayan, barış ve kardeşliği inadına savunanlar kazanacaktır. Haber Merkezi
Yorum Yazın