TTB 76. Kongresi’nde konuşan Op. Dr. Rıfkı Karabatak, Merkez Konseyi üyelerine tepki göstererek, “Bu salondaki herkesin yandaş olacağı tek bir insan vardır. O da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür” dedi.
Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 76. Seçimli Büyük Kongresi gerçekleştirildi. Geçmiş dönem Aksaray Türkiye Tabipler Odası Şube Başkanı Op. Dr. Rıfkı Karabatak da kongrede açıklamalarda bulundu.
Merkez Konseyi üyelerine sert eleştirilerde bulunan Op. Dr. Karabatak, TTB’nin ana hedefinin hekimlik onurunu korumak olduğunu ancak yapılan konuşmaların terör örgütlerini övecek konuşmalara kaydığını ifade ederek, hekimlerin yandaş olacağı tek insanın Gazi Mustafa Kemal Atatürk olduğuna dikkat çekti.
“Bizi Dinlemediniz, Biz de Sizin Arkanızdan Gelmedik Zaten”
Konuşmasında Karabatak, “Yol arkadaşlığı zordur. Önde gidene güvenmeyi, arkasında dağ gibi durmayı, yanlışında uyarmayı, doğrusunda teşvik etmeyi gerektirir. Onun içindir ki yol arkadaşlarının uyarıları muhalif görünen, bizden değil denilenlerin uyarılarından her zaman daha kıymetli. Bu sebepledir ki bizi dinlemediniz, biz de sizin hiç arkanızdan gelmedik zaten. Ama yol arkadaşlarınız, ‘Artık yeter, bizi yanlış yere götürüyorsunuz’ diyerek sizden yol ayrımına gittiyse bunu bir düşünüp 'Nerede yanlış yaptık' diyeceğinizi umuyorum. Ama gördüm ki hiç ders alınmamış” dedi.
“Sizin Savaş Dediğiniz, Türkiye’yi Bölmeye Kalkan Teröristlerin Tepesini Ezme Operasyonudur”
Kongrede yapılan konuşmalara tepki gösteren Op. Dr. Karabatak, “Buraya yandaş, yoldaş ve her dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumsal kimliğinin karşısında olmuş kişileri toplayıp onlara rastgele ateş ettirdiniz. Ben önceleri o arkadaşlar konuşurken sinirlendim, mesela KESK temsilcisi dedi ki 'Hakkari'de görevden alınan kayyum atanana selam olsun’. Dedim ki bu adam nerede konuştuğunu bilmiyor. Ama sonradan bir düşündüm, sizin kendinizi aktivist diye tanımlayarak yaptığınız aktivitelerin tamamı bu yolda olduğu için arkadaşın böyle konuşmasını yadırgamadım sonra. Tabip Odaları Birliği'nden gelen konuşmacıya da bir klişeyi öğretmişsiniz. Adamcağız, ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur' dedi. Hadi gönlünüz kalmasın bence de öyle ama sizin savaş dediğiniz Türkiye Cumhuriyeti'nin kendisini bölmeye kalkan teröristlerin tepesini ezme operasyonudur. Sonuna kadar da meşru müdafaadır. Yurt dışından gelen bir beyefendi, Türkiye Cumhuriyeti'nde Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusuna silah kullandı' dediği için yargılanan hanımefendinin yargısında, 'Bir an önce bu davalar ortadan kalkmalı, beraat ile sonuçlanmalı' diyerek Türkiye Cumhuriyeti yargısına ayar vermeye kalktı. Bu da kimsenin haddi değildir kusura bakmasın!” ifadelerine yer verdi.
“Hiçbir Hekim Arkadaşım Etnik Kimliği Sebebiyle Hiçbir Allah’ın Kuluna İkinci Sınıf Muamele Yapacak Kadar Şerefsiz Değildir”
Yapılan konuşmaların bölücü söylemlerden oluştuğuna dikkat çeken Karabatak, “Bir siyasi parti temsilcisi ki bu arkadaş milletvekiliydi, dedi ki 'Türkiye'de sağlık ucuz. Hele Kürt olursa daha da ucuz'. Bu arkadaş cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyor, yüce Meclis'imizde görev yapıyor. Ama bölücü söylem peşinde. Bizler de hekim andı içerken dedik ki, 'Din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin, cinsiyet ayrımı gözetmeden hizmet edeceğiz.' Ben inanıyorum ki hiçbir hekim arkadaşım etnik kimliği sebebiyle hiçbir Allah'ın kuluna ikinci sınıf muamele yapacak şerefsizlikte değildir” açıklamasında bulundu.
“Bu Salondaki Herkesin Yandaş Olacağı Tek İnsan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür”
TTB’de ortak paydanın hekimlik değerleri olması gerektiğini söyleyen Karabatak, “Ben bu salona baktığımda aynı yoldan geçtiğim, aynı sudan içtiğim, önce insan demeyi öğrendiğim, insanlara eşit muamele etmeyi öğrendiğim insanlar görüyorum. Dolayısıyla burada ortak payda hekimlik değerleri ve hekimliğin yüksek onuru olmalıdır. Burada herkesin birinci görevi önce bu onuru en üst sınırda korumaktır. Dolayısıyla her ne sebeple olursa olsun hekimlere yapılan her türlü hareketin karşısındayız. Senelerdir her kongrede yaptığınız bir alışkanlığınız vardı. Bunda da denediniz. Elinizde bir boya ‘milliyetçi, yancı, yandaş, şuncu buncu’ dediniz ama Mevlana'nın bir sözü var, 'Bir lafa bakarım laf mı diye, bir söyleyene bakarım adam mı diye.' Bu laf hiç kimsede etki etmedi. Bu salondaki herkesin yandaş olacağı tek bir insan vardır. O da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür” sözlerini kullandı. Haber: Harun Atalay
Yorum Yazın