DKKYB Başkanı Mahmut Aktürk Aksaray’ın gündemini belirleyen Canlı Masa Programında, canlı yayında sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini anlattı. Aktürk “Ülkemizin tarım ve hayvancılıkta yerli ve milli bir politikası olmalıdır” diyerek “Ülkemizde küçükbaş hayvancılığın yapılabilmesi için elverişli yerlerimiz olmasına rağmen, küçükbaş hayvancılığın gelişmesine gözlerinin ucuyla, yan bakarak büyükbaş hayvancılığa bütün yatırım ve teşvikler yapıldı. Avrupa’nın bıraktığı Holstein ve Simental ırkını bizler aldık. Bu hayvanları yerli bir ırk gibi göstererek ülkemizin tarım ve hayvancılığında yanlış politika izlendi” ifadelerini kullandı.
Küçükbaş hayvancılığa en ufak bir destek verilmediğini iddia eden Aktürk “Büyükbaş hayvancılığa devlet desteklerde musluğu sonuna kadar açınca, vatandaş da büyük baş hayvancılığa yöneldi. Büyük maliyetli çiftlikler kuruldu. Bilen-bilmeyen herkes devletin büyük baş hayvancılık destek kredilerinden alıp bu işe soyundu. Son yıllarda yaşanan ekonomik krizler, ardından maliyetlerin artmasıyla o büyük sermayelerle de et ve süt fiyatlarının düşük olmasından dolayı birçoğu battı. Büyükbaş hayvancılıktan zarar eden üretici şimdilerde küçükbaş hayvancılığa yöneldi. ‘Devletten nasıl kredi, hibe alırız da küçükbaş hayvancılığı yaparız’ın peşine düştü” diye konuştu.
“Onlar Kendi İşlerine Döndü Ama Gerçek Üretici Battı”
Türkiye’de pek çok sektörde işi bilmeden işe soyunan bir kesim olduğunu ve işi bilmeden sektöre girdiklerinde sektörde deneyimli olan üreticilere de zarar verdikleri tespitini paylaşan DKKYB Başkanı Aktürk “Maalesef Ülkemizde birçok sektörde olduğu gibi hayvancılık sektöründe de hiçbir vasıf, beceri, kabiliyet aranmadan bu işi yapacağını düşünenler; biraz parası olduğunda her sektöre girdiği gibi hayvancılık sektörüne de giriyor. Neden 0 faizli kredileri devlet herkese veriyor? Oysa bir meslek kuruluşunda faaliyet göstermek için birçok belgeye ihtiyaç var. Hayvancılık işletmeleri kurmak için sadece birkaç devlet dairesinden alacağınız belgelerle bu işlere giren avukat doktor, müteahhit devletten aldı krediyi teşviki sonra işin içinden çıkamadı ve battı. Bu durum gerçek üreticiye çok zarar verdi. Bu işe giren deneyimsizler battıktan sonra tekrar asıl işine döndü ama gerçek üretici bu durumdan büyük zarar etti. Ülkemiz uzun zamandır yurt dışından büyükbaş hayvan ve et ithalatı yapıyor. Buna rağmen hayvancılıkta istediği seviyeye gelemiyorsa bunun sebebi tarım ve hayvancılıkla alakası olmayanlara verilen devasa krediler ve teşviklerdir. Tarım ve hayvancılık politikamızın bu ve buna benzer çalışmalarda yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“Büyük Baş Üreticiliğinden Zarar Edenler Gözünü Küçükbaş Üreticiliğine Çevirdi”
Aksaray’da küçükbaş hayvan üreticisine yönelik bir kredi çalışmasının olduğunu hatırlatan Aktürk “Valimiz Hamza Aydoğdu ile yapılan görüşmeler ve çalışmalar sonucunda Ziraat Bankası ile yapılan bir protokolle mevcut küçükbaş ve önceden maddi sebeplerden dolayı üreticiliği bırakmış küçükbaş üreticilerimize 100 Bin TL faizsiz kredi sağladı. Ama kime sağladı? Bu işi gerçekten yapan üreticilere verildi. Küçük baş hayvan sayısı Aksaray’da ve ülkemizde artıyor. Koyun sütü, yoğurdu, eti, tereyağı, peyniri çok kıymetli. Büyükbaş üreticilerinden daha çok kazanıyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin yerli ve milli bir tarım politikasına ihtiyacı olduğunu belirten Aktürk “Bizim ne kadar hayvana ne kadar ete, süte ihtiyacımız var; bunun bir planlaması yapılmadır. Bizim et ve süt üreticilerimizin ayrılması lazım. Avrupa bunu yapmış bizde isteyen istediğini yapıyor. Bu doğru bir politika değil. Bu sorunun acil çözülmesi gerekmektedir” uyarısında bulundu. Haber: Dilek Eyüboğlu
Yorum Yazın