Anadolu’nun ortasında, bozkırın içinde gündüz buz mavisi, akşamüzeri de eşsiz gün batımı manzarasıyla büyüleyen Tuz Gölüne gelenler çıplak ayakla tuzlu suda yürümeden ayrılmıyorlar.
Konya, Ankara ve Aksaray illerinin sınırında bulunan Tuz Gölü, ilkbahar aylarında kapladığı alan itibariyle Türkiye’nin ikinci büyük gölü olma özelliğine sahip. Havaların ısınmasıyla birlikte suların bir miktar çekilmeye başlamasıyla gölün kıyı bölümlerinde bembeyaz bir tuz tabakası kalıyor. Dünyanın tuz oranı en yüksek göllerinden birisi olan Tuz Gölü, Türkiye tuz ihtiyacının da yüzde 60’ını karşılıyor. Göldeki üç işletmeden yılda yaklaşık 1,5 milyon ton tuz hasadı yapılıyor. Ekonomik değerinin yanı sıra biyolojik çeşitlilik bakımından çok önemli bir habitata sahip olan Tuz Gölü çevresinde kuraklığa dayanıklı 38 endemik tür varlığını sürdürürken, bölge onlarca kuş türünün kışlama ve kuluçka sahası durumunda. Tuz Gölü, tüm bu zenginliklerinin yanı sıra bozkırın ortasında eşsiz buz mavisi görüntüsüyle de doğa tutkunlarının dikkatini çekiyor.
Seyahatleri sırasında Ankara-Aksaray karayolunu kullananların havaların ısınmasıyla birlikte göle ilgisi artmaya başladı. Her gün binlerce kişi Tuz Gölünün eşsiz manzarasını izlemek ve şifalı olduğuna inanılan tuzlu suda çıplak ayakla yürüyebilmek için Şereflikoçhisar yakınlarındaki Tuz Gölü Günübirlik Tesisleri’nden mola veriyor. Göl kıyısındaki tesisin sahibi Özgür Yılmaz, yerli ve yabancı turistlerin, göl içinde çıplak ayakla yürümek, sağlık ürünleri almak ve gün batımını izlemek için geldiklerini söyledi. Haber: Ziya Koçak
Yorum Yazın