KURAMLARIN HANDİKAPLAR BARINDIRDIĞINI BİLMEK GEREKİR
Milli Eğitim eski Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı ASÜ’lülerle buluştu. “Enformatik Cehaletten Enformatik Zırcehalete” konulu konferansın açılışında kısa bir selamlama konuşması yapan Rektör Şahin, Bakan Avcı’yı ASÜ’de görmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi. Kişisel hatırasında Bakan Avcı’nın önemli bir yerinin olduğunu dile getiren Prof. Şahin, hikâyeyi şöyle özetledi: “1994 yılında yüksek lisans sınavına girdik. Sınavda bilim felsefesi teorileri ile alakalı bir soru vardı. O soruya Sayın Bakanımızdan alıntıyla cevap verdiğimizi hatırlıyoruz. Bazen bir gerçeklik -özellikle sosyal bilimlerde- karşınıza çıkar ve teorilerinizi kökten değiştirebilir. Dolayısıyla kurulan kuramların kendi içinde handikaplar da barındırdığını bilmek gerekir. 27 yıl sonra, akademik kariyerimizin başlangıcında sözlerine atıf yaptığımız Sayın Bakanımızı burada görmek çok memnun edici” dedi.
30 Yılda İletişim Teknolojileri Önemli Oranda Gelişti
Mini film gösteriminin ardından kürsüye gelen Milli Eğitim eski Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, sunumunun başlığının bundan 30 yıl önce yayımlanan “Enformatik Cehalet” isimli kitabından geldiğini söyledi. Kitabın yeni baskısına -enformasyon ve bilişim teknolojilerindeki gelişim de hesaba katılarak- ilaveler yapıldığını kaydeden Avcı, “Kitap ilk yayımlandığında enformasyon ve iletişim teknolojileri dediğimiz araçlar gazete, radyo ve televizyondan ibaretti. O gün, o dünyadaki enformatik cehaletten söz ediyorduk. Aradan geçen 30 yılın ardından iletişim araçlarına bilgisayarlar eklendi, internet eklendi, uydu yayıncılığı eklendi, sosyal medya eklendi… Böylelikle cehalet, zırcehalete dönüştü” dedi. Kavramı izah ederken neden zırcehalet tanımlamasını kullandığını da çeşitli örneklerle izah eden Prof. Avcı, şöyle devam etti: “İki bacağı, iki ayağı olan herkes futbolcu olamaz. Futbolcu olabilmek için bacak ve ayaklarınızın yanı sıra 90 dakika süren bir efora dayanabilecek kaslarınızın da olması lazım. Futbola yönelenlere bu gerçekliğe uygun bir antrenman programı uygulanır. Mesela voleybolda kendini göstermek isteyenlere de o alana uygun bir antrenman ve beslenme programı uygulanır. Yahut atletizm branşında maratonculara uygulanan çalışma düzeni ile 100 metrecilere uygulanan çalışma düzeni birbiri ile aynı değildir. Bu bilgileri hemen herkes kolaylıkla kabul edebilir, kendisini eksik veya küçümsenmiş hissetmez. Ancak daha insani bir faaliyet alanımız var; beynimizle yaptığımız işler…”
Her Konuda Herkes Konuşamaz
Herkesin bir beyni olduğunu ancak bu durumun herkesin her konuda çok iyi düşünebileceği anlamına gelmediğini ifade eden Avcı, “Nasıl ki iki bacağımızın olması futbolcu olmamıza, iki kolumuzun olması voleybolcu olmamıza yetmiyorsa, bir beynimizin olması da her şeyi çok güzel düşünebileceğimiz anlamına gelmiyor. Çünkü -tıpkı vücut kaslarımızı belli sporlar için geliştirmemiz gerektiği gibi- beyin kaslarımızı da zihinsel aktiviteler için geliştiren bir takım çalışmaları yapıyor olmamız lazım. Her gün televizyonlarda hemen her konuda söyleyecek lafı olduğunu zanneden insanlar tartışmalar yapıyorlar. Bu da insanları kışkırtıyor ve özellikle sosyal medyanın gelişmesiyle beraber kişilerde ‘ben de her konuda konuşabilirim’ algısının yaygınlaşmasına neden oluyor. Hayır, her konuda herkes konuşamaz…” Yaklaşık 45 dakika süren konferansın ardından Prof. Dr. Nabi Avcı, izleyenlerden gelen soruları yanıtladı ve okuyucuları için kitaplarını imzaladı.
Aksaray Valiliği önderliğinde ve ASÜ iş birliği ile düzenlenen konferansı Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış, Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu, Konya Milletvekili Orhan Erdem, Rektör Prof. Dr. Yusuf Şahin, il protokolü, akademisyenler ve öğrenciler takip etti. Haber Bülteni
Yorum Yazın