<p>Aksaray İl Sağlık Müdürlüğü Ekim ayının Meme Kanseri Farkındalık Ayı olduğunu belirterek meme kanseri ile ilgili bilgiler paylaştı.</p>
İl Müdürlüğünden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada meme kanseri “Memedeki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıkar. Meme kanserinin neredeyse tamamı kadınlarda görülür. Ancak erkeklerde de meme kanseri görülebilir. Meme kanseri ülkemizde ve dünyada kadınlarda en sık görülen ve aynı zamanda en sık ölüme neden olan kanser türüdür. Ülkemizde kanser olan her dört kadından biri meme kanseridir” olarak tanımlandı.
Meme kanseri olma riski taşıyan kişilerin yaşam şekillerini değiştirerek ortadan kaldırabileceği risk faktörlerini sıralayan İl Sağlık Müdürü Yetkilileri “Fazla kilolu ya da şişman (obez) olmak, yeterli fiziksel aktivite yapmamak (hareketsiz bir yaşam sürmek, hiç doğum yapmamış ya da ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış olmak, doğum kontrol hapı ve iğnesi kullanmak, menopoz sonrası hormon tedavisi almak, alkol kullanmak: Özellikle günde 1 bardaktan (1 bira, 1 bardak şarap, 1 duble sert alkollü içecek) daha fazla alkol tüketimi riski daha çok arttırmaktadır” ifadelerine yer verdi.
“Kadınlarda 100 Kat Fazla Görülür”
Kadınlarda erkeklere oranla yüz kat daha fazla görüldüğü belirtilen meme kanserinin değiştirilemeyecek risk faktörleri ise “Yaş almak: Yaş arttıkça meme kanseri riski artmaktadır. Belirli kalıtsal genlere sahip olmak (özellikle BRCA1, BRCA2 gibi), Ailede meme kanseri öyküsünün olması: Birinci derece akrabalarda (anne, kız kardeş, kız çocuk) meme kanseri görülmesi riski iki kat arttırmaktadır. Meme kanseri olan kadınların çoğunluğunda (yaklaşık 10 kişiden 8'inde), ailede meme kanseri öyküsü olmadığını belirtmek önemlidir. Kişinin bir memesinde kanser olması: Diğer memede ve aynı memenin diğer bölgelerinde de kanser görülme riskini arttırmaktadır. Yoğun meme dokusuna sahip olmak, memede iyi huylu oluşumların (fibroadenom gibi) olması, erken adet (mens) görmeye başlamak (özellikle 12 yaşından önce), menapoza özellikle 55 yaşından sonra girmek, göğüse radyoterapi almış olmak” şeklinde sıralandı. Haber: M. Erhan Bölükbaş
Yorum Yazın