<p>Dijital medya gün geçtikçe hayatımızın merkezine yerleşiyor.</p>
Geçtiğimiz günlerde açıklanan “Çocukların Yeni Medya Kullanımı ve Siber Zorbalık Araştırması” sonuçları da öğrencilerin günlük ortalama internet kullanım süresinin 2 saat 13 dakika olduğunu gösteriyor. Hipnotize olmuş gibi, ekranların karşısından kalkamayan çocuklar, zamanla birçok sağlık sorunu yaşayabiliyor. Unutmamalı ki, aşırı sosyal medya kullanımının depresyon, kaygı bozukluğu ve başka sağlık sorunlarıyla bağlantılı olduğu bildiriliyor.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından Türkiye genelinde 26 ilde, 99 ortaokulda ve 3 bin 29 öğrenci arasında yapılan araştırmaya göre; yüzde 63.3’ünün cep telefonu bulunuyor ve bunların yüzde 90.7’si akıllı cihazlarından internete bağlanabiliyor.
Ortaokul öğrencilerinin yüzde 48,6’sının her gün internet kullandıkları belirtilen araştırmada, öğrencilerin yüzde 21’i ekran başında geçirdiği zamanı kontrol edemediğini ifade ediyor.
2015 yılında internet kullananların oranı yüzde 90,4 iken, 2018 yılında bu oranın yüzde 97’ye çıktığını belirten RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, “Araştırmamızın dikkat çeken sonuçlarından biri öğrencilerin çevrimiçiyken hoşlanmadıkları kişi veya içerikle yani siber zorbalıkla karşılaşma oranının yüzde 44,2 olduğudur.” diyor.
Aynı zamanda her 4 öğrenciden 1’inin internette hoşlanmadığı bir durumla karşılaştığında bunu hiç kimseyle paylaşmadığı da araştırmanın dikkat çeken bir başka sonucu.
Bu araştırma da gösteriyor ki, çocukları medya hakkında eleştirel düşünmeye teşvik etmek önem kazanıyor. Dijital çağda, temel medya okuryazarlığı becerileri ikinci bir alfabe gibi görülmeli, bu noktada çocukları soru sormaya teşvik etmek önem kazanıyor. Medya okuryazarlığı, diğer beceriler gibi, ilk yıllarda temel eğitim olarak verilmeli.
Nasıl trafik kurallarını öğretiliyorsa, dijital vatandaş olmanın kurallarını da öğretilmeli. Çocuklar, dijital platformda karşılaştıkları her soruyu yanıtlamak zorunda olmadıklarını bilmeliler. Birilerinin merakını gidermek için cevap vermek yerine, “neden” sorusu ile karşılık verebilirler ya da iletişimlerini kesebilirler.
Kaliteli İçerikleri Takip Etmeliler
Birilerinin yediği yemeği, yaptığı alışverişi gibi paylaşımların olduğu sayfaları takip etmemelerini anlatın. Sosyal medyayı amaç olarak değil, bir araç olarak görmeliler. Yani hayatını güzelleştirecek, kaliteli kitaplar, izlenesi filmler, vizyon katacak belgeseller, gelişimini sağlayacak sporlar ve dinlediğinde iyi gelen müzikler gibi zamanını zenginleştiren paylaşımları olan sayfaları takip etmeliler. Böylece kendilerini geliştirebilirler.
Dijital İçeriklerle Ürün Pazarlanıyor
Çocuklar, dijital dünyada bir ürünün veya oyuncağın nasıl reklamının yapıldığının farkına varmasını sağlamak önemli. Birçok firma artık içeriklere ürün yerleştiriyor. Böylece çocuklar bu ürünleri ailelerine aldırıyorlar.
Çocuğunuzla birlikte “Ne satmaya çalışıyorlar?” oyununu oynayabilirsiniz. Birlikte izleyeceğiniz içeriklerdeki ürünleri tahmin ederek, ne satmaya çalıştığını ilk tahmin edenin kim olabileceğini görün. Bu sayede farkındalık oluşturmuş olacaksınız.
Ebeveynler ve Eğitimlere Öneriler
Ebeveynler kendi medya alışkanlıklarının farkında olmalı. Sosyal medyada gördüğümüz pek çok şey tıklamamız için tasarlanır.
· Unutulmaması gerekiyor ki dijital ekranlar bebek bakıcısı değil.
· Bir dahaki sefere bir fotoğraf çektiğinizde, çocuğunuza sosyal medyada paylaşmanın doğru olup olmadığını sormayı deneyin.
· Çocuklarla birlikte dijital platformlarda zaman geçirmek için makul sınırlar belirlemek için birlikte karar alın.
· Sosyal medya hesaplarını takip etmek önemli.
· Ailesiyle paylaşamıyorsa, hiç paylaşmaması gerektiğini bilmeli.
· Sosyal medyada gerçek haberler olduğu kadar sahte haberin olabileceğini farkında olmalı.
· Dijital platformda karşılaştıkları birçok durumda “neden” sorusunu sorma alışkanlığı kazandırın.
· Her gittiği yeri sosyal medyada paylaşmamalı, kimlerin ne amaçla baktığını bilemezler.
Haber: Esra Öz
Yorum Yazın