Bu Belirtileri Es Geçmeyin, De/Hb’li Olabilirsiniz

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Bu Belirtileri Es Geçmeyin, De/Hb’li Olabilirsiniz
Psikolojik Danışman Başak Datlı, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu konusunda bilgilendirmelerde bulunarak, tedavi sürecine değindi. 

Günümüzde birçok kişide dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşanabiliyor. Ancak bu durumun genellikle farkında olunamıyor. Psikolojik Danışman Başak Datlı, dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin ne olduğunu açıklayarak, belirtilerini ve tedavi süreçlerini anlattı. 

“Günlük İşlevselliği Ciddi Şekilde Bozan Nöropsikiyatrik Bir Bozukluktur”

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite konusunda açıklamalarda bulunan Datlı, “Çocukluk döneminde başlayan, yaşam boyu süren, etkilenen bireylerin akademik, sosyal ve iş yaşamlarındaki işlevsellikleri gibi birçok alanda günlük işlevselliği ciddi şekilde bozan nöropsikiyatrik bir bozukluktur. DE/HB’nin temel özelliği, kalıcı ve sürekli olan dikkat süresinin kısalığı, engellemeye yönelik denetim eksikliği nedeniyle davranışlarda ya da bilişte ortaya çıkan ataklık ve huzursuzluktur. DE/HB genetik, biyolojik ve psikososyal etkenler gibi çoklu nedenleri olan bir bozukluktur. Ancak bunların DE/HB ye nasıl ve neden olduğu tam olarak bilinmemektedir” ifadelerini kullandı.

“DE/HB Gelişimsel Olarak Üç Temel Alanda Problem Oluşturmaktadır”

Bilimsel olarak da bu durumun tanımını yapan Datlı, “Bilimsel olarak tanımı ise; yaşına ve gelişim seviyesine uygun olmayan dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtilerini en az iki ortamda ve altı ay süreyle gösteren, bu özellikleri yedi yaşından önce ortaya çıkan, özel eğitim ile destek eğitimi hizmetine ihtiyacı olan birey olarak tanımlanmıştır. Bu tanımda dikkatimizi çeken nokta ise iki ortamda, altı ay süreyle ve yedi yaşından önce belirtileri gösterme ölçütleridir. DE/HB gelişimsel olarak dikkat süresi kısalığı, aşırı hareketlilik, davranış ve düşüncelerde dürtüsellik ya da huzursuzluk olmak üzere üç temel alanda problem oluşturmaktadır. Bu belirtilerini farklı düzeyler de ortaya çıkmasından kaynaklı DE/HB üç temel alan da incelenir. Dikkatsizliğin baskın olduğu görünüm (Dikkat eksikliği baskın), bileşik görünüm (Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu birlikte), aşırı hareketliliğin/ dürtüselliğin baskın olduğu görünüm” sözlerini kullandı.

DE/HB Dereceleri

DE/HB’li bireylerde ağırlık derecesi olduğunu, bu ağırlığın da hastalığının ne ölçüde olduğunun tespitine ve tedavi yönteminin belirlenmesine olanak tanıdığını söyleyen Datlı, “Dereceler üç şekildedir. Ağır derece, tanı koymak için gerekli belirtilerden çok daha çoğu ya da birkaç, özellikle ağır belirti vardır ya da belirtiler toplumsal ya da işle ilgili işlevselliği ileri derecede bozulmuştur. Orta derece, belirtiler ya da işlevsellikte bozulma ağır olmayan ile ağır arasında orta bir noktadır. Ağır olmayan derece, toplumsal ya da işle ilgili işlevselliği çok az bozmaktan öteye değildir” dedi. 

“Kullanılan Test ve Ölçekler Tanı Koyucu Değildir Fakat Tanıya Yardımcı Olur”

DE/HB’nin bir klinik tanı olduğunu ve oldukça fazla kaynaktan bilgi alarak konulması gerektiğini ifade eden Datlı, “Aile ve çocuk ile yapılan görüşmeler, klinik gözlem, fiziksel ve nörolojik muayene, davranış değerlendirme ölçekleri ve bilişsel testlerden edilen bilgiler ışığında tanı yapılabilir. DE/HB tanısı koyma sürecinde bireyi yakından tanıyan kişilerin yer alması önemlidir. Anne, baba, çocuk ve öğretmen tarafından doldurulan çeşitli test ve ölçeklerin doldurulması DE/HB tanısı koymaya yardımcı olan işlemlerdir. Kullanılan test ve ölçekler tanı koyucu değildir fakat tanı koymaya yardımcı olurlar. Achenbach Çocuk Davranım Değerlendirme Ölçeği, Conners Değerlendirme Ölçeği ve Pelham Yıkıcı Davranış Bozuklukları Ölçeği bu amaçla en sık kullanılan ölçeklerdendir. Çocuğun bilişsel ve zekâ seviyesini tespit etmede WISC-R testi de yardımcı olabilir” ifadelerini kullandı. DE/HB’nin nedenlerinin tam olarak bilinemediğini, bu konuda bazı hipotezler olduğunu ifade eden Datlı, “Genetik miras, doğum sırasında oluşan nörolojik hasar, ebeveynlerini sınırsız ve kuralsız çocuk büyütmek davranışları, çok televizyon, tablet ya da telefonu izleme, biyolojik, psikososyal, çevresel nedenler gösterilmiştir. İhmal edilmiş ya da istismara uğramış kişiler de biraz daha fazla olduğu gözlemlenmiş olup; travmatik, santral sinir sistemi enfeksiyonları, beyin gelişimi gibi genetik dahil birçok faktörün rol oynadığı çok etkenli bir bozukluktur. DE/HB oluşma sebebi belli olmadığından kaynaklı önlenmesi için de bir yöntem yoktur. Fakat erken tanı ve etkili bir tedavi ve eğitim süreci ile bozukluğa ait belirtilerin en aza indirilebileceğini söylemek mümkündür. Erken tanı sürecinin başlayabilmesi öncelikle bozukluğa ait belirtilerin iyi bilinmesi gerekmektedir. DE/HB’li birey dikkatlerini bir noktaya toplamakta zorluk yaşamaktadırlar. Ayrıca dışarıdan gelen uyaranlarla dikkatinin kolayca dağılması, düzenini sürdürmede zorlanma, eşya ve oyuncakları sık kaybetme, aldığı sorumlulukları ve görevleri unutma gibi belirtiler de dikkat problemine işaret eder. Sırasını beklemede zorlanma, isteklerini erteleyememe, daha soru bitmeden yanıt verme, acelecilik, başkalarının sözlerini kesme gibi davranışlar ve bu davranışlar sonucu bireyin işlevselliğinin olumsuz yönde etkilenmesi ise dürtüsellik sorunlarına işaret etmektedir. Hareketliliğin yaşıtlarına göre belirgin olarak fazla olduğu, bu davranışların günlük işlevlerde arkadaş, aile veya öğretmen için sorun oluşturduğu yani bireyin işlevselliğini etkilediği durumlarda aşırı hareketlilikten bahsedebiliriz” açıklamasında bulundu. 

“Eğitim Desteği, DE/HB’li Çocuklar ve Yetişkinler İçin Çok Önemlidir”

Tedavi sürecine de değinen Psikolojik Danışman Datlı, bu tedavinin kişinin yaşı ve yaşam koşullarına göre farklılık göstereceğini söyledi. Uyarıcı ve uyarıcı olmayan ilaçlar, davranış terapileri gibi yöntemlerin uygulandığını ifade eden Datlı, “Eğitim desteği, DEHB’li çocuklar ve yetişkinler için çok önemlidir. Çocuklarda eğitim desteği, okul ortamında sağlanabilir ve bireyin dikkat eksikliği nedeniyle yaşayabileceği akademik güçlüklerin önüne geçebilir. Okullarda yapılan bireysel eğitim planları, DE/HB'li öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun eğitim almasını sağlar. Yetişkinlerde ise psikososyal destek, iş yerinde dikkat yönetimi ve sosyal ilişkilerde dürtü kontrolü gibi konularda bireyin güçlenmesine katkı sağlar” dedi. Haber: Kemal Onur Atalay 


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Aksaray İHH’den Tır Dolusu İyilikÖnceki Haber

Aksaray İHH’den Tır Dolusu İyilik

Ertürk: “Siyasete Başbuğ Türkeş’in Yol Arkadaşı Olarak Girip, Öcalan’ın Gönül Dostu Olarak Tamamlamak Da Varmış”Sonraki Haber

Ertürk: “Siyasete Başbuğ Türkeş’in Yol A...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar