© Aksaray Portal 2021

"Mete yeni Naim'dir"

Olimpiyat Şampiyonu okçumuz Mete Gazoz'un babası Metin Gazoz oğlunun tarihi altın zaferini farklı bir bakış açısı getirerek Naim'in Seul'deki başarısına benzetti Mete'nin kazandığı altın madalyanın Türkiye'de Naim Süleymanoğlu etkisi yarattığını dile getiren baba Gazoz, "Oğlum yeni nesle rol model olacak" dedi.

Türkiye iki gündür yeni olimpiyat şampiyonumuz Mete Gazoz'u konuşuyor. Mete'nin 22 yaşında tarihi bir başarıya imza atarak okçuluk branşında ülkemize ilk kez altın madalya kazandırması Türkiye'de gündemin ilk sıralarına yerleşti. Herkes bu başarının altındaki sırrı merak ediyor. Nasıl yetiştiğini, nasıl bugünlere geldiğini tartışıyor.

Türkiye Mete'yi sahiplendi

Mete'nin elde ettiği başarıya farklı bir bakış açısı getiren Metin Gazoz, yaşanılan süreci Naim Süleymanoğlu'nun ilk kez 1988 Seul'de başardıklarına benzetiyor. Mete'nin Türk halkı üzerinde Naim etkisi yarattığını dile getiren baba Gazoz, "Naim ilk kez şampiyon olurken, nasıl Türk halkını ekran başına kilitlediyse, Mete de aynı şeyi yaptı. Aynı coşkuyu, aynı heyecanı gördük. Şampiyonluk sonrası da Türk halkı, Türk gençliği bu başarıyı çok benimsedi, Mete'yi çok sahiplendiler, gurur duydular." dedi.

Okçulukta patlama olacak

Mete'nin bundan sonra Türk gençliği için rol model olacağını belirten Metin Gazoz şöyle konuştu: "Şimdiden aileler çocuklarını okçuluk branşına yönlendirmeye başladı. Türkiye'de okçuluk sporunda patlamalar olacak. Mete Türk sporu için bir milattır." Türkiye'yi yurt dışında küçümsediklerini kaydeden baba Gazoz, "Güreş, halter, tekvando gibi branşlarda iyi olduğumuzu ama okçuluk gibi bilimsel metotlarla yapılan bir sporda başarılı olamayacağımızı düşünüyorlardı ama yanıldılar. Mete bu ön yargıları yıktı. Biz de matematik, fizik, psikoloji gerektiren sporları yapabiliyoruz!" ifadelerini kullandı.

Üç yaşından beri hazırlıyoruz

"Mete, sizin de bugünkü (dünkü) yazınızda belirttiğiniz gibi bir 'Proje Çocuk'. Biz onu 3 yaşından beri bugünlere hazırlıyoruz" diyerek sözlerini sürdüren Metin Gazoz, "Rio bu projenin ilk etabıydı. Asıl hedefimiz Tokyo'ydu. Mete de Rio'da bugünlerin sinyalini vermişti zaten. Onu 16 yaşına kadar eşim Meral hanımla birlikte biz antrene ettik. Ama Rio sonrası onu profesyonel bir ekibe teslim ettik. Tamamen Türklerden oluşan bir ekip. Antrenör, fizyoterapist, mentör, yaşam koçu gibi bileşenler var bu ekipte. Mete'nin atacağı her adım daha önceden planlanıyor. Bundan sonra dünya sporunda bir Mete Gazoz fenomeni olacak. Tokyo mutlu son değil, bu hikayenin ilk satırlarının yazıldığı yerdir" diye konuştu.

Benim yerime mentörü gönderdik

Tokyo'ya gitmeyerek fedakârlıkta bulunduğunun, kendisinin yerine mentörün kafileye dahil olmasını sağladığının altını çizen Metin Gazoz sözlerini şöyle noktaladı: "Tokyo kafilesi dört kişiden oluşuyordu. İki sporcu, bir antrenör bir de yönetici olacaktı kafilede. Ne ben ne de Federasyon Başkanımız Abdullah Topaloğlu kafileye dahil olduk. Bir kişilik kontenjanı mentör Cem Doğuhan Gizep'le doldurduk. Ne kadar isabetli karar verdiğimiz ortada. Ben bugüne kadar olimpiyat görmemişim, istemez miyim oğlumla birlikte orada olmayı? Ama burada aslolan Mete'nin başarısıydı. Mentör olmadan eksik olacaktı orada. Duygusal değil, rasyonel düşünmek zorundaydık, öyle de yaptık." Haber Merkezi

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER