Genişletilmiş Başkanlar Toplantısı Yapıldı.
AKSARAY
2014 yılı büyüme beklentisi 2013 yılının üzerinde olacakToplantının ilk konuşmasını yapan MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, 2013 yılı değerlendirmesi, MÜSİAD üyeleri ile yapılan 2013 değerlendirmesi ve 2014 beklentileri anket sonuçları ve 2023 hedeflerine ulaşılabilmesi için MÜSİAD tarafından gerekli görülen önerileri açıkladı.Olpak yaptığı konuşmasında Türkiyenin 2014 yılı büyüme beklentisinin 2013 yılının üzerinde olacağını söyledi. Olpak bu konuda şunları söyledi;Türkiyenin 2014 yılı büyüme beklentisi, 2013 yılının üzerinde olacak2008 yılının 2.ci yarısında, ABDde ortaya çıkan ekonomik kriz, özellikle ve öncelikle, finansal geçişkenliğin ve bağımlılığın kuvvetli olduğu gelişmiş ülke ekonomilerini etkisi altına almış ve dış ticaret kanalıyla da, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere sıçramıştı. 5.ci yılını geride bıraktığımız krizin etkilerini, gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelere göre, daha hızlı atlatmaktadırlar.Özellikle Avro Bölgesinde, 2013 yılı nihai rakamları henüz açıklanmasa da, 2014 yılında, büyüme beklentisi hakimdir. Avrupanın ekonomik belirsizliğini gidermesi, özellikle dış ticaret kanalıyla, ülkemiz ekonomisini olumlu etkileyecektir. Bu çerçevede, gerek Orta Vadeli Plan kapsamında, gerek uluslararası kuruluşlar nezdinde ve gerekse MÜSİAD beklentisi olarak, Türkiyenin 2014 yılı büyüme beklentisinin, 2013 yılı üzerinde olacağını öngörebiliriz. Böylece Türkiye, 16 çeyrektir büyümesini aralıksız sürdürmüştür. 2012//tirnakkoydu//de, iç talep biraz daraltıldığı için, MÜSİAD olarak eleştiride bulunmuştuk. 2013 yılında bu dengeye dikkat edilmiştir. Bunların yanısıra, Özel Sektör Yatırım Harcamalarında olumlu bir gelişme de yaşandı. Büyümeyi, son 6 çeyrektir negatif yönde etkileyen Özel Sektör Yatırım harcamaları, 3.cü çeyrekte %5,3 artmıştır. Gezi olayları ve FED merkezli, iç ve dış şoklara rağmen, bu yatırım harcamalarındaki artışın, özel sektörün piyasaya olan güvenini göstermesi bakımından, güçlü bir mesaj olduğuna inanıyoruz.Bununla birlikte, ara malı ithalatına bağımlılığımız ve ihracatımızın ithalatımızla yüksek oranlı doğrudan ilişkisi, daha sağlıklı büyümemizin önünde, bir pranga olmaya devam etmektedir. Bunlara bağlı olarak, Cari Açık sorunumuz da, gündemdeki yerini korumaktadır. Ekim sonu, yıllık cari açık 61 milyar $, 2013 yılı 10 aylık cari açığı ise, 51,9 milyar $ seviyesindedir. 2013 Yılında Üyelerimizin %80i, ya Mevcut Konumlarını Korumuş, ya da Firmalarını Geliştirmişlerdir.Makro Ekonomik görünümümüzü ortaya koyduktan sonra, şimdi de önemli mesajlar veren, MÜSİAD Üyeleri 2013-14 Ekonomi Değerlendirme Anket sonuçlarını, sizlerle paylaşmak istiyorum. 868 Üyemizle gerçekleştirdiğimiz anketimize, her yıl olduğu gibi, 2013 yılını nasıl değerlendirdiklerini sorarak başladık. Bu soruya, üyelerimizin %42si, 2013 yılının firması için daha iyi geçtiği cevabını verirken; sadece %20si, 2013 yılını firması için daha kötü olarak değerlendirmiştir. Bu da göstermektedir ki, üyelerimizin %80i, ya mevcut konumlarını korumuş, ya da firmalarını geliştirmişlerdir.Yıl içerisinde iç piyasanın canlanmasına paralel olarak, üyelerimizin %54ü yurtiçi satışlarının arttığını ifade ederken, yurtiçi satışlarının düştüğünü bildiren üyelerimizin oranı, sadece %18 olmuştur. %28//tirnakkoydu//inin iç piyasa satışları aynı kalmıştır. Yurtdışı satışlarınız nasıl değişti, sorusuna aldığımız cevaplara baktığımızda; üyelerimizin %30u, 2013 yılında, yurtdışı satışlarını arttırdıklarını ifade etmiş; %13ü ise, ihracatlarında azalma olduğunu kaydetmişlerdir. Dolayısıyla, 2013 yılında, dış talep düşmüş olmasına rağmen, üyelerimizin % 87si, dış pazarlarını korumuş veya arttırmıştır. Türk Lirası, son 1 yılda, $ karşısında, yaklaşık %20 değer kaybetmiştir. Döviz kurunda yaşanan bu kaybın, üyelerimize etkisini sorduğumuzda, üyelerimizin %59u, olumsuz etkiledi diye cevap verirken, sadece %12si, kurdaki dalgalanmanın firmasını olumlu etkilediğini söylemiştir. %29//tirnakkoydu//u bundan etkilenmemiştir. 2013 yılının ilk 3 çeyreğinde, özel sektör yatırımlarının azalmış olmasına karşılık, üyelerimizin %53ü, yeni yatırım yaptığını, üyelerimizin %30u ise, mevcut kapasitelerini koruduklarını belirtmiştir. Üyelerin %45i Çalışan Sayısını Arttırdı2013 yılında, çalışan sayınız ne yönde değişti sorusuna, yatırım ve satışlara paralel olarak, üyelerimizin %45i, çalışan sayısını arttırdığını belirtip, istihdam artışına destek vermişlerdir. %37si, çalışan sayısının değişmediğini, %18i ise düştüğünü ifade etmiştir. 2013 yılı, teşviklerin çok konuşulduğu bir yıl oldu. Bu çerçevede, üyelerimize, geçtiğimiz yıl her hangi bir teşvikten yararlanıp yararlanmadıklarını sorduğumuzda, %79u yararlanmadığını, sadece, %21i yararlandığını belirtmiştir. Teşviklerin daha etkin kullanımıyla ilgili önerilerimizi, daha önce çeşitli vesilelerle paylaşmıştık.Her yıl olduğu gibi, anketimizin ikinci kısmını, 2014 yılı beklentileri oluşturmuştur. 2014 Yılında Üyelerimizin %64ü Yatırımlarının Artacağını Öngörüyor 2014 yılında, yatırımlarınız ne yönde değişim gösterecek sorumuza; üyelerimizin %64ü artacak şeklinde cevap verirken; %26sı aynı kalacağını belirtmiştir. 2013 yılı 3.cü çeyreğinde pozitife dönen özel sektör yatırımları, 2014 yılında da, artış seyrini devam ettirecektir.Diğer yandan, 2013 yılında olduğu gibi, 2014 yılında da, üyelerimiz, ülkemizin istihdam artışına destek vermeye devam edeceklerdir. Üyelerimizin %60ı, 2014te çalışan sayısının artacağını ifade ederken; sadece %7si, istihdamında bir azalma olacağını öngörmektedir. %33//tirnakkoydu//ü, aynı kadroyla devam edecektir. Ve son olarak, üyelerimize, 2014 yılının, 2013 yılına kıyasla, nasıl geçmesini bekliyorsunuz diye sorduk. Üyelerimizin %66sı, 2014 yılının daha iyi geçeceğini, %21i, ise benzer geçeceğini ifade etmiştir. Üyelerimizin 2014 yılına ilişkin beklentileri, olumlu yöndedir. 2013 yılında yaşadığımız tüm iç ve dış şoklara rağmen, geride bıraktığımız 11 yılda, ülkemiz, ekonomik açıdan gücünü arttırmış ve dış politikada etkinlik alanını genişletmiştir. 2001 ekonomik krizinin ardından, istikrarlı bir siyasi ortam, geniş ve derin bir gelişim trendini, beraberinde getirmiştir. Ülkemizin, ekonomik alanda gerçekleştirdiği atılımlar, gerek yurt içinde ve gerekse yurtdışında, gıptayla izleniyor.Ticari ve siyasi alanda önemli partnerimiz AB ile, hem ticaretimizi geliştiriyor, hem de siyasi ilişkilerimizi derinleştiriyoruz. Türkiye ile AB arasında imzalanan Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat protokolüyle, vizelerin kaldırılmasında sona yaklaştık. Bu arada, biz de MÜSİAD olarak, üyelerimiz için, Macaristanla, Vize Kolaylığı Anlaşması imzaladık. Üyelerimize hayırlı olsun. 2013 yılı ilk yarısındaki bazı gelişmeleri de hatırlamakta fayda görüyorum. IMF ile, Düyun-u Umumiyeye kadar uzanan borç ilişkisinin bitirilmesi, Mega Projelerin başlaması, ardı ardına gelen not arttırımları ile, yılın ilk yarısını, daha çok ekonomik gelişmeleri konuşarak geçirdik. 2013 yılının ikinci yarısı ise, siyasetin ekonomiye taşındığı bir dönem olmuş, ekonomi-politiğin konuşulduğu bir süreç yaşanmıştır. Ve her açıdan, ekonomimizin test edildiği bir dönemdir. MÜSİAD adına, ekonomimizin bu sınamalardan, en az zararla ve başarıyla geçtiğine olan inancımızı ifade ederek, 2014 yılı özelinde, gelecek projeksiyonumuza dair önerilerimize geçmek isterim. Cari Açık ve Enerji Bağımlılığımız Önemli Sorunlarımızın Başında gelmektedir. İç Talep Canlandırılmalı, İhracat Arttırılmalı Patriot/Vatanperver Sektöre Öncelik Verilmeli (İktisat literatüründe kabul gören genel yaklaşıma göre, sürdürülebilir büyümeyi sağlayabilmek için; imalat, inşaat ve tarım sektörlerinin GSYHdaki payları, belli bir düzeyin üstünde olmalıdır. İmalat sektörünün %25, inşaat sektörünün %7 ve tarım sektörünün %10un üzerinde olması, yani, bu 3 vatanperver sektörün GSYH içindeki payının, toplamda en az, %42 düzeyinde olması, önemlidir. Ülkemize baktığımızda, vatanperver sektörlerin, GSYH içerisindeki payının, yaklaşık %30 ile, yetersiz kaldığı görülmektedir. ) Sanayi Tarafı Zayıf, Hizmet Sektörü Ağırlıklı Bir Ekonomi Hedef Olmamalı Tarım Politikamız Endüstriyel Tarım Yaklaşımıyla Yeniden Değerlendirilmeli Yatırım Destek Limitleri Düşürülmeli Geçici Vergi Bugünkü Koşullarda Kaldırılmalı (Bunun yanı sıra, KDV ödemelerinin de, tahsilat vadesiyle uyumlu olacak şekilde yapılmalı) Bankacılık Sisteminde Yeni Düzenlemelere İhtiyaç VardırSon dönemlerde gerçekleşen operasyonlara da değinen MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, bu noktada, şu ana kadar önemli olan, olumsuz yansımaların, sadece Döviz, Faiz ve Borsa alanıyla sınırlı kalmasıdır. dedi. Olpak bu konuda sözlerini şöyle sürdürdü;" Belirtmek isterim ki, yolsuzluk iddiaları sebebiyle, songünlerde başlatılan soruşturmayla oluşan ortamı, adli boyutunu ayrı tutarak, ülke ekonomimize ve güven ortamına verdiği ve vereceği zararlar bakımından, tüm kamuoyu ile birlikte, endişeyle takip ediyoruz. Bu olaylar üzerine yaptığımız basın toplantımızda belirttiğimiz gibi, işadamları olarak, ülkemizin geleceğine daha fazla yatırım yapabilmemiz için beklentimiz; büyük bedeller ödeyerek elde ettiğimiz huzur, güven ve istikrar ortamımızın devamı, daha hızlı ve adil işleyen bir yargı sistemi ve bireysel hak ve özgürlükleri, daha da gelişmiş bir Türkiye//tirnakkoydu//de yaşamaktır. Yerel Seçimler, ardından Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler sürecine girdiğimiz bugünlerde, bu soruşturma sebebiyle yaşananların, ekonomimiz dahil olmak üzere yansımaları ve muhtemel etkiler bakımından, kamuoyunda, siyasal alana yönelik ciddi bir çalışma olarak algılanmaktadır. Bu algı, hızla ortadan kaldırılmalıdır.Yine ifade isterim ki, kim tarafından gündeme getirilirse getirilsin, muhtevası ve muhataplarına bakılmaksızın, yolsuzluk iddialarının araştırılması, hepimizin ortak arzusudur. Ancak, hukukun temel doktrini olan, masumiyet karinesi de, unutulmamalıdır.Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği//tirnakkoydu//nin (MÜSİAD) Rixos Otel//tirnakkoydu//de düzenlenen Genişletilmiş Başkanlar Toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, burada yaptığı konuşmada, herkesin yeni yılını kutladı. Babacan, "Ülkemiz için 2014 yılının birlik ve beraberlik yılı, kardeşlik yılı, muhabbet yılı olmasını temenni ediyorum ve Türkiye//tirnakkoydu//nin dualarla beraber yükseldiği, ilerlediği bir yıl olmasını diliyorum" dedi.Türkiye//tirnakkoydu//nin G-20 üyesi olduğunu ve önümüzdeki yıl dönem başkanı olacağını belirten Babacan, bu çalışmalar vesilesiyle küresel ekonomideki tüm gelişmeleri sıkı bir şekilde takip ettiklerini söyledi.Babacan, Türkiye//tirnakkoydu//nin şu anda dünyanın en büyük 16. ekonomisi olduğuna işaret ederek, buna karşın Türkiye//tirnakkoydu//nin tarımda yedinci, gelen turist sayısında ise altıncı sırada olduğunu ifade etti.Ne açıdan bakılırsa bakılsın Türkiye//tirnakkoydu//nin artık dünyada söz sahibi bir ülke olduğunu vurgulayan Babacan, Türkiye//tirnakkoydu//nin dünyaya son derece entegre olduğunu ve bu nedenle gelişmelerin çok iyi okunması gerektiğini kaydetti.Geçen yılın başında, 2013 için dünyada yüzde 3,6 büyüme beklendiğini anımsatan Babacan, bugün bakıldığında ise bu rakamın yüzde 2,9 olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini açıkladı. 2014//tirnakkoydu//le ilgili beklentilerin de aşağı yönlü revize edildiğini belirten Babacan, ABD//tirnakkoydu//de de durumun aynı olduğunu söyledi. Babacan, uzun bir süredir negatif büyüme rakamları elde eden Avro Bölgesi//tirnakkoydu//nin ise yüzde 1 civarında büyümesinin beklendiğini ifade etti."Gelişmekte Olan Ülkelerde Durum Farklı Değil"Ali Babacan, gelişmekte olan ülkelerde de durumun farklı olmadığını belirterek, bu ülkelerin 2013 yılında yüzde 5,6 büyümesi beklenirken, bugün itibarıyla yüzde 4,5//tirnakkoydu//lik bir rakamın söz konusu olduğunu bildirdi.Dünya ticaretinde de beklenen artışın elde edilemediğini aktaran Babacan, özellikle 2013//tirnakkoydu//ün mayıs ayından bu yana gelişmekte olan ülkelerle alakalı beklentilerin ciddi oranda revize edildiğini söyledi. "Avro Bölgesinde Büyüme KırılganGelişmiş ülkelere bakılacak olursa, ABD//tirnakkoydu//de bir toparlanmanın olduğunu ancak hem finans sisteminde hem de kamu maliyesinde ciddi sıkıntıların olduğunu anlatan Babacan, Avro Bölgesi//tirnakkoydu//nde de nihayet bir büyüme elde edileceğini ancak orada da yine sıkıntıların devam ettiğini ifada etti. Babacan, "Yani Avro Bölgesi//tirnakkoydu//nde her ne kadar büyümeden bahsetsek de bu büyüme, yavaş yavaş toparlanan, kırılgan ve her an olumsuz etkilenebilecek bir büyüme rakamı olacak" diye konuştu."Türkiye En Hızlı Büyüyecek Ekonomilerden Olacak"IMF//tirnakkoydu//in tahminleri ve analiz göre, 2007 yılı baz alındığında Türkiye//tirnakkoydu//nin 2018//tirnakkoydu//e kadar yüzde 48 büyüyeceğini belirten Babacan, şöyle devam etti:"Aynı dönemde ABD sadece yüzde 23, İngiltere yüzde 9, Japonya yüzde 7, AB//tirnakkoydu//nin toplamı da sadece yüzde 5 büyüyebiliyor. Türkiye ise yüzde 48. Yani farkı çok hızlı bir şekilde kapatıyoruz. Aslında bu yaşanan kriz, Türkiye//tirnakkoydu//nin gelişmiş ülkelerle arasındaki farkı kapatmasında önemli bir rol oynadı. Biz çok hızlı gittik, onlar durdu ya da geri gitti ve farkı azalttık. Tabii bu tabloda en önemli konumuz güven ve istikrar. Güven ve istikrarın olmadığı bir ülkede ne yaparsanız yapın, sonuç almak mümkün değil. Dolayısıyla attığımız her adım, Türkiye//tirnakkoydu//deki bu güven ve istikrar ortamını güçlendirmeye ve korumaya yönelik adımlar olmalı."Önümüzdeki 10 yılın beklentilerini de aktaran Babacan, şöyle devam etti:"OECD diyor ki, önümüzdeki 10 yıl dünya ekonomisi ortalama yüzde 3,9 büyüyecek. Türkiye//tirnakkoydu//nin büyümesini ise yüzde 5,3 bekliyor OECD. Tabii bunun içinde yüzde 3//tirnakkoydu//lerin, yüzde 6,7//tirnakkoydu//lerin olduğu yıllar olabilir ama üst üste ortalama yüzde 5,3. Bu, şu da demek, Çin, Hindistan gibi ülkeleri bir kenara bırakacak olursak, gelişmekte olan ülkeler de dahil Türkiye, önümüzdeki 10 yılın en hızlı büyüyecek ekonomilerinden biri olacak. "AB//tirnakkoydu//nin En Düşük Borcuna Sahip Ülkelerden Biriyiz"Türkiye//tirnakkoydu//nin işsizlik oranlarında da dünyaya bakıldığında daha iyi konumda olduğunu belirten Babacan, enflasyonla mücadelenin de yine aynı şekilde süreceğini bildirdi.Babacan, bütçe açığının milli gelire oranında da Türkiye//tirnakkoydu//nin iyi noktalarda olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:"Bütçe açığının çok olduğu ülkelerde, devletin borçlanma ihtiyacının çok olduğu ülkelerde kaynaklar ağırlıklı olarak devletin finansmanına yönlenmiş oluyor. Biz de bunu yaşadık. 2002//tirnakkoydu//de bakın banka bilançolarına, banka bilançolarında krediden öte Hazine kağıtları vardı. Bugün çok şükür, banka bilançolarına baktığınızda kredi rakamı, mevduat rakamını geçmiş durumda. Bugün 1 trilyon liranın üzerinde kredi hacmi var bankalarda. Borç stokunda şu anda AB//tirnakkoydu//nin en düşük borcuna sahip ülkelerinden biriyiz."Cari açığın da tedrici bir şekilde azalacağını öngördüklerini ifade eden Babacan, enflasyonla ilgili orta ve uzun vadeli yüzde 5 hedefini de koruduklarını belirtti.Bankacılık sektörünün takipteki alacaklarının oranının yüzde 2,8//tirnakkoydu//e düştüğünü, bunun pek çok gelişmekte olan ülkeden daha iyi bir seviye olduğunu belirten Ali Babacan, reel sektörün bankalarla olan kredi ilişkilerinde ve kendi aralarındaki çek ödemelerinde de tablonun gayet iyi bir noktada olduğunu söyledi.Bireysel Emeklilik Sistemindeki verilere de değinen Babacan, şu anda sistemde 4 milyon 100 bin kişinin bulunduğunu ve toplanan fonların 26 milyar liraya yaklaştığını bildirdi.Geçtiğimiz yıllarda tüm dünyada enerji maliyetlerinin çık hızla arttığına dikkati çeken Babacan, "Fakat Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın güzel çalışmaları sayesinde sanayi elektriğimizin fiyatı Avrupa//tirnakkoydu//daki ülkeler arasında düşükler içerisinde. Doğal gaza baktığımızda da en düşük 2 ülkeden birisiyiz" dedi.Eğitime büyük önem verdiklerini vurgulayan Babacan, ortalama eğitim süresinin yükseldikçe milli gelirin de arttığını ancak Türkiye//tirnakkoydu//de 6,5 yıllık eğitimle 11 bin dolarlık milli gelirin istisnai bir durum olduğunu söyledi. Babacan, Türkiye//tirnakkoydu//de kişi başına düşen milli gelirin 25 bin dolar olarak hedeflendiğini anımsatarak, "Eğitim konusunda eğer çok hızlı bir hamle yapamazsak 25 bin dolar hedefi bir hayal olarak kalabilir. Dolayısıyla eğitim en önemli meselemiz. Çok cesur adımlar atmalıyız" dedi.