© Aksaray Portal 2021

Dijital Bağımlılıktan Kurtulmak İçin Çözüm Ne?

<p>&nbsp;T&uuml;rkiye&rsquo;de insanlar g&uuml;nl&uuml;k ortalama 7 saat 15 dakikalarını internette ge&ccedil;iriyor. Japonya&rsquo;da g&uuml;nl&uuml;k ortalama 3 saat 45 dakika ile g&uuml;nl&uuml;k internette en az zaman ge&ccedil;iren &uuml;lke iken, en fazla zaman ge&ccedil;iren &uuml;lke 10 saat 2 dakika ile Filipinler oluyor. D&uuml;nya ortalamasına bakacak olursak 6 saat 42 dakika g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor.&nbsp; D&uuml;nyada &ouml;nde olduğumuz durumlardan biriyle karşı karşıyayız.</p>

Peki, bu durum iyi bir şey. We Are Social ve HootSuite tarafından yayınlanan “Dijital Türkiye 2019” raporuna göre,  Türkiye dünya üzerinde internette en fazla zaman harcayan 14. ülke olarak yerini alıyor.  Ülkemizde yetişkinlerin yüzde 98’i cep telefonu kullanıyor. Amacım sizleri rakamlara boğmak değil, bu kadar dijital içerisinde zaman kaybederken, bilgi kirliliğinde de üst sıralarda yer aldığımızı hatırlatırım. Özellikle “zaman” kelimesinin altını çizip, tırnak içerisine alıyorum. Hayatımızda bir daha geri dönüşü olmayan, en değerli şeyi sanal dünya için harcıyoruz.  Zamanımızı!

Zamanımızı Burada Boşa Mı Harcıyoruz?

Bu konu, Black Mirror dizisinin 5. sezon “Smithereens” adıyla ikinci bölümünde derinlemesine işleniyor. Bir adamın, trafikte arabasını kullanırken bir sosyal medya uygulaması olan Smithereens’ten gelen bildirime bakarken kaza yaparak nişanlısını kaybetmesiyle hikâye başlıyor.

O anda dikkatini yola verseydi, bu kazanın olmayacağını düşünen adam, zamanla sosyal medya uygulamasının sahibi olan Billy Bauer’e hesap sormak, kızmak ve içinden geçenleri anlatmak ister.

Bir gün grup terapisine gittiğinde bir kadınla tanışır ve kadının kızının intihar ettiğini öğrenir. Sonrasında ise, kadının 18 ay önce intihar eden kızının sosyal medya adresinin şifresini bulmaya çalıştığını fark eder. Kızının neden intihar ettiğini öğrenmek için sürekli şifre denediğine şahit olur. Yani “sosyal medya, bizi annemizden daha iyi tanıyor” mesajı verilir.

Adam sosyal medya binasının önünde patronu kaçırmak için uğraşırken, iş işten geçtikten sonra stajyeri kaçırdığını anlar. Ancak yine de sessizlik terapisi için 10 günlüğüne kendisini kapatan Billy Bauer ile görüşmeye çalışmaya devam eder. Bu sırada adamın peşine İngiliz polisi ve FBI düşer. Ancak her iki kurum da bilgi toplamaya çalışsa da en ayrıntılı bilgiye en hızlı şekilde yine sosyal medya şirketinin çalışanları ulaşır. Adamın sosyal medya profilinden hakkındaki her şeyi öğrenirler. Dizide vurgulanan bu nokta ise, sosyal medyadan bizimle ilgili her türlü bilgi, bu şirketlerin eline teslim edilmiş şekilde duruyor. Sanki hep orada duracak diye düşünsek de bu veriler bazen çalınıyor, bazen siliniyor, sonunda da “yanlışlıkla oldu” açıklaması yapılabiliyor. Her şeyimizi bir tık ötelerine dijital şirketlere kendi onayımızla teslim ettiğimizi öyle güzel ele alıyor ki dizi, telefonlarımız sayesinde nerede olduğumuzu da tespit edebiliyorlar. İstedikleri zaman telefonumuzu dinleyip, kameramızı açabiliyorlar. Çektiğimiz her fotoğrafın detay bilgilerine ulaşabiliyorlar.

Dijital Medya Bağımlılığı Sahte Sigara Mı?

Diziye geri dönecek olursak adam, Billy Bauer’i bu uygulamayı bağımlılık yapacak şekilde tasarlamakla suçluyor. “Sahte sigara” diye dizide geçen bir replikte olduğu gibi teknoloji ve dijital medya gerçekten de beynimizde mutluluk kaynağı olan dopamini harekete geçiriyor ve bağımlılık yapmayı başarıyor. Dizide öyle güzel ele alınmış sahneler var ki, izlediyseniz bile tekrar izlemenizi öneririm.

Dikkatinizi Neye Veriyorsunuz?

Zamanımız çok değerli ve hayatımızın kontrolü kendi ellerimizde olmalı. Hayatınızı boş tıklar için harcamayın, başınızı kaldırın ve gökyüzüne bakın! Sosyal medyada konular ve gündeme düşen meseleler çok hızlı şekilde tüketiliyor ve önemsizleşiyor. Ölümlere tepkiler saman alevi gibi oluyor, hatta insanlar çevrelerinde yaşanan olayları kaydetmeye o kadar alışmış durumda ki, müdahale etmek yerine video çekmeye çalışıyor. Ölümler rakamlardan, sevgiler beğenilerden ve değeriniz takipçi sayınızdan ölçülür hale gelebiliyor.

Dijital medya ve teknolojiyi siz kullanın, o sizi kullanmasın! Dikkatinizi istediğiniz yere verin, yeri geldiğinde bildirimleri kapatın. Trafikte telefonunuzla oynamayın ve bakmayın. Zamanınızın geri gelmeyeceğinin aklınızda bulundurun. Haber: Dilek Eyüboğlu

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER