Chp İl Teşkilatından 17 Aralık Protestosu
GÜNDEM
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun yapıldığı 17 Aralık'ın 1. yıldönümünde CHP İl Teşkilatı protesto yürüyüşü düzenledi. İl Başkanı Doğan Koşar başkanlığında gerçekleştirilen protesto yürüyüşü parti binası önünden başlayarak kent meydanında son buldu. Yürüyüşte partililer, 17-25 Aralık tarihlerinin bundan sonra “Yolsuzluk ve Rüşvetle Mücadele Haftası” olarak kutlanması yönünde sloganlar atarak tepkilerini dile getirdiler. Kent meydanında bir basın açıklaması yapan CHP İl Başkanı Doğan Koşar;“17 Aralık 2014 ve 25 Aralık 2014 tarihileri arasında Türkiye, yolsuzluk ve rüşvet haberleri ile çalkalandı. Neler öğrenmiştik. Hafızamızı tazeleyelim” dedi.Açıklamasına devam eden CHP İl Başkanı şu sözlere yer verdi; “Halkbank Genel Müdürü’nün evinden, ayakkabı kutularına doldurulmuş 4.5 milyon dolar çıkmıştı. Dönemin AKP’li İçişleri Bakanı Muammer Güler’ın oğlunun evinden yedi çelik kasa ve 1 milyon 200 bin lira çıkmıştı. Dönemin iç işleri bakanı AKP’li Muammer Güler, millete dönüp, “O para ev satın almak içindi” demişti. Oğluna dönüp, “Gayriresmi danışmanlık parası de, akrabamdan alacağımı aldım de” demişti. Düşünebiliyor musunuz emniyetimizi, güvenliğimizi, malımızı mülkümüzü bıraktığımız bakanını tavrını. İçişleri Bakanı AKP’Li Muammer Güler’in, Reza Zarrab isimli işadamına bazı kolaylıklar sağladığını öğrendik. Bunun için 10 milyon dolar aldığı iddia edildi. AKP’lİ bakan Muammer Güler’in oğlu ile Zarrab arasındaki danışmanlık ilişkisini kimse anlayamadı. Eski Ekonomi Bakanı AKP’Lİ Zafer Çağlayan’ın aynı işadamından 700 bin lira değerinde saat aldığını, onun özel uçağıyla ailecek umreye gittiğini öğrenmiştik. Eski Ekonomi Bakanı’nın işadamıyla özel bir iletişim hattı kurduğunu, takip edilmemek için değişik telefonlar kullandığını öğrendik. Bakanın milyonlarca dolar tutarında rüşvet aldığı ve adının bir rüşvet listesinde kayıtlı olduğunun da iddialar arasında görmüştük. Eski AB Bakanı AKP’Lİ Egemen Bağış’a elbise torbasında, çikolata tepsisinde ve ayakkabı kutusunda üç kez 500’er bin dolar verildiğini öğrenmiştik. İşadamlarına AKP’Lİ ulaştırma bakanı Binali Yıldırım tarafından havuz kurdurulduğunu, kamu ihalelerinden yararlanan müteahhitlerin bu havuza para koyduğunu, bunun hükümete bağlı bir medya düzeni kurmak için kullanıldığını öğrenmiştik. Ondan sonra ATV’yi, Sabah gazetesini aldılar. Bir yıldır propaganda yapıyorlar. Başbakan’ın oğluna “Evdeki paraları sıfırla” dediğini duyduk. Paraların güvenilir evlere dağıtıldığını ama yine de elde 30 milyon Euro kaldığını öğrendik. Başbakan’a hediye olarak Urla’da villalar inşa ettirildiğini, Başbakan’ın kızının inşaatın en küçük detaylarıyla bile ilgilendiğini öğrenmiştik. Aradan bir yıl geçti Yolsuzlukla, yoksullukla, yandaşlıkla mücadele taahhüdü ile iktidar olan AKP, bu iddiaların objektif bir şekilde evrensel hukuk ilkeleri ile yargılanması için değil, bu iddiaların üstünün örtülmesi için olağanüstü çaba gösterdi. Milleti dinimizi siyasete alet ederek böldü. Etnik kimlik üzerinden böldü. Yaşam tarzı üzerinden böldü. Bu bölünmeden yararlanmaya çalıştı. Bize darbe yapıldı dediler. Yapılan bölünmede yandaş olanlar darbe iddiasına inandı. Buna karşın darbeye ilişkin bir delil ortaya koyamadılar. Bir yıl sonra Bir TV kanalında Tek Türkiye diye bir dizinin senaristini, oyuncularını yakalayarak, Zaman ve STV yöneticilerini göz altına komedi tarihine altın harflerle yazıldılar. Cumhuriyet savcısı Ekrem Aydıner’e takipsizlik kararı verdirerek bu ciddi iddiaların üzerini örtmeye çalıştılar. Bakanlarla ilgili soruşturma komisyonunu sudan bahanelerle uzattılar, ertelediler, şimdi de yayın yasağı ile milletin gerçekleri öğrenmesini engellemeye çalışıyorlar. 17 Aralık’ta aramaları engellemek için kuvvetli şüphe, kesin delil kanununu çıkardılar. Şimdi Samanyolu ve Zaman gazetesini aramak, el koymak için makul şüphe kanunu çıkartıp hukuku oyuncak haline getirdiler.” “Milletvekilliği Dokunulmazlığı Kaldırılsın”CHP İl Başkanı Koşar açıklamalarının devamında milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyerek; “Biz, milletvekilinin suç işleme özgürlüğü olmadığını biliyoruz. O nedenle milletvekili dokunulmazlığının adi suçlar için acilen kaldırılmasını istiyoruz. Güçlünün keyfi hukukunu değil, hukukun gücünü istiyoruz. Bağımsız ve tarafsız bir yargı istiyoruz. Adalet bakanı ve müsteşarının HSYK’nın başından gitmesini istiyoruz. Yargının siyasallaşmasının önüne geçilmesini istiyoruz. Yargıçların hiçbir baskı tehdit altında olmaksızın karar vermesini istiyoruz. Bunları AKP’nin yapmayacağı anlaşıldı. Aynı yağmurun altında ıslandığınız, paralel yürüdüklerinizle iktidar kavgasına giriştiniz. Bu her ikiniz için de var olma yok olma savaşıdır bunu biliyoruz. Yenilen yok olacak. Sizin bu kavganız milleti ilgilendirmiyor. Çiftçi mazot zulmünüzle, işçi sendikasızlık ve taşeronluk zulmünüzle inliyor. Milletin kendi derdi var. Yaptığınız yanlışlar saymakla bitmez. 2015 yaklaşıyor. Bu yaptıklarınızın muhasebesi yapılacak. Milletimize güveniyoruz. Milletimizin de temiz toplum, dürüst yönetim istediğini biliyoruz. Bu millet 2015 ‘te yaptıklarınızın hesabını soracaktır” dedi.
TÜM HABERLER