© Aksaray Portal 2021

BİK Müdürü Erkılınç: “Basınımız, Kendi Hakkını Savunamaz Duruma Gelmemeli”

BİK Genel Müdürü Erkılınç, mevzuat ihlali nedeniyle alınan idari kararların özünde; hak edene hakkının teslim edilmesi ilkesinin yattığını belirterek, “Başkalarının hakkını savunması gereken basınımız, en azından hayati meselelerinde kendi hakkını dahi savunamaz duruma gelmemeli” dedi.

Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Müdürü Cavit Erkılınç; Aydın, İzmir, Manisa, Muğla ve Uşak illerinde gazete ve internet haber sitesi temsilcileriyle buluştu. İzmir’de düzenlenen bölge toplantısında açıklamalarda bulunan Genel Müdür Erkılınç, tasarrufun en önemli gelir kalemi olduğunu vurgulayarak, teknolojik imkanlardan faydalanmanın önemine dikkat çekti. 

“Basılı Gazete Sektörü Küçülebilir Ama Gazetecilik Asla Ölmez”

İnternet haber sitelerine de resmi ilan ve reklam hakkının getirilmesinin gazetecilik mesleğinin sürdürülebilirliği için çok önemli olduğunu belirten Erkılınç, “Film, montaj, kalıp, baskı ve dağıtım gibi gazete basımındaki yüksek maliyetler internet haber sitelerinde yok. Bu çok önemli bir kazanım. Mesleki anlamda en büyük artısı ise özellikle sosyal medya nedeniyle dakikalar içerisinde güncelliğini yitiren haber içeriklerinin okurlara hızlı bir şekilde ulaştırılması. Sıcak olayları, gazetede olduğu gibi ekspres baskı yapmadan sıfır maliyetle anlık duyurmak mümkün, çok daha kolay. 20 yıldır mesleğini icra eden arkadaşlarımızın kanayan yarası haline gelen özlük haklarına kavuşması bir diğer önemli kazanım. Belirli sayıda asgari fikir işçisi çalıştırılması zorunluluğu sebebiyle 3 binden fazla işsiz gazeteci arkadaşımızın iş sahibi olması çok kıymetli. Bu nedenle diyorum ki siz felaket senaryosu yazanlara bakmayın. Basılı gazete sektörü küçülebilir, gazete sayısı azabilir ama gazetecilik asla ölmez” dedi.

“Yüzümüzü Ağartacak Yayınlara İhtiyaç Var”

Resmi ilan sayılarında her geçen gün hissedilir bir azalma yaşandığını belirten Erkılınç, fiyat tarifesinin artması ve sorunların çözümüne yanaşmayan gazetelerin de etkisi olduğunu vurgulayarak, gazetelerde yayımlatılmak istenmeyen ilanların kazanılması amacıyla yürüttüğü temaslar sırasında, bir kamu görevlisinin farklı il ve ilçelerde  yayımlanan bazı gazete örneklerini toplantıya getirerek, “Bu yayınlara mı 40-50 bin liralık ilan vermemizi istiyorsunuz?” sorusuyla görüşmeye başladığını aktaran Erkılınç, “Gazetelerin desteklenmesinin bir devlet politikası olduğunu vurgulayarak ‘şu kadar gazeteci istihdam ediliyor, yerelde demokrasiyi işletiyorlar, şehirlerin silinmeyen hafızası, yaşanan olayların arşivini tutuyorlar’ şeklindeki sözlerimiz artık pek de karşılık bulmuyor. ‘Yüzümüzü ağartacak yayınlara ihtiyacımız var’ lafını boşuna kurduğumu kimse sanmasın” dedi.

Gazetelerin resmî ilanlar yoluyla sübvanse edilmesi modelinin bilinenin aksine gazetelerin tüm masraflarının karşılanması anlamına gelmediğinin altını çizen Erkılınç, yine de giderlerin önemli bir bölümünü karşılayan resmî ilanların, adet olarak azalması nedeniyle “yaraya merhem” olma özelliğini kaybetme riski altında olduğuna dikkat çekti.

“Hem Doğru Hem Yanlış Bir Arada Olmaz”

Yeni gelir modellerinin oluşturulmasına yönelik birçok çalışma yürütüldüğünü belirten Erkılınç, “Son bir yıldır gazetelerimizin güç birliği yapmasının üzerinde ısrarla duruyoruz. Bunu iki sebeple istiyoruz. Birincisi; ilan pastasının gazetelerin giderlerini karşılamada yeniden güçlü hale gelmesi. İkincisi; sektördeki rekabetin artması, kaybolan mesleki reflekslerin tekrar kazanılması ve dolayısıyla nitelikli yayınlara kavuşmak. Biz kimseye zorla ‘internete geçin’ demediğimiz gibi ‘birleşin’ de demeyiz. Zamanında internete müracaat etmeyenler şimdi dizlerini döverek ‘yeniden müracaat hakkı tanıyın’ diye baskı kurmaya çalışıyorlar. Bu güç birliği meselesi de tam anlamıyla böyle bir durum. Hep zarar ettiğinizi söylüyorsunuz ama ne hikmetse zarar eden işletmenin kurtuluşuna vesile olacak çözümlere soğuk bakıyorsunuz. Bu meselede hem doğru hem yanlış bir arada olmaz” açıklamasını yaptı.

“Hak Edene Hakkını Verirken Destek Görmüyoruz”

İlan adetlerinin artırılması, yeni ilanların sisteme alınması, mevzuat düzenlemeleri, resmî ilan fiyat tarifesi gibi hayati konularda basının güçlü desteğine ve sesini yükseltmesine ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Erkılınç, “Öyle bir dönemden geçiyoruz ki Resmi Gazete’ye bakmadan yastığa başımızı koyamıyoruz; ‘ansızın bir gece yarısı ilanlarımız kanuni zorunluluktan çıkar mı?’ diye. O saatten sonra kime derdimizi anlatırız bilemiyorum. Bizim çok güçlü durmamız ve birbirimize sımsıkı bağlı olmamız gerekiyor. Şu mahsup meselesini dahi aramızda çözemedik. Gazeteyi basmıyor, dağıtmıyor, personelinin maaşını ödemiyor, gönderilen ilanı yayımlamıyor veya rutin prosedürü yerine getirmiyor; buna karşılık mahsup uyguladığımızda kıyamet kopuyor. Mahsubun karşılığı olan para Kurumun kasasına girmiyor. Gazetesini basan, dağıtan, maaşları gününde ödeyen, gece gündüz çalışarak bize ve okurlarına karşı sorumluluğunu yerine getirenin hakkını veriyoruz. Aldığımız tüm idari kararların özünde hak edene hakkının teslim edilmesi var. Gerçek apaçık ortadayken; mahsup uyguladığımız yayının öfkelenmesi ve suçlayacak birilerini araması gibi refleksleri bir kenara bırakırsak, hakkı yendiği için hakkını teslim ettiğimiz yayınlarımıza ne demeli? Bir taneniz çıkıp da ‘Bizim hakkımız yenmiş, Basın İlan Kurumu da hakkımızı verdi. Kimseyi cezalandırmıyor, adaleti sağlıyor, mesele bundan ibaret’ diye yazmıyor veya konuşmuyor. Kurumumuzu, keyfi ilan vermemek yoluyla baskı yapmakla suçlayanlara karşı, ‘Yanılıyorsunuz, aslında o iş size anlatıldığı gibi değil’ şeklinde uyarmıyor. Bu da bir kamu görevi değil mi? Bu gerçeği görmezden gelerek Kurumumuzu töhmet altında bırakan veya bırakılmasına müsaade eden paydaşlarımız en büyük zararı yine kendilerine vermektedir. Başkalarının hakkını savunması gereken basınımız, neredeyse kendisini ilgilendiren tüm meselelerde kendi hakkını dahi savunamaz duruma gelmemeli” açıklamasını yaptı.

“İnternet Sitesi Okurları Bir Günde Nereye Gitti?”

İnternet haber sitelerine yönelik asgari ziyaretçi trafiği oranlarını yüzde 50 azalttıklarını da söyleyen Erkılınç, “Sizlere sormak istiyorum. İzmir’de 69 bin, Aydın’da 59 bin, Manisa’da 26 bin, Muğla ve Uşak’ta 5 bin internet sitesi okuru bir günde nereye gitti? Allah esirgesin büyük bir felaket yaşandı veya bölge genelinde internet hatları tümüyle arızaya geçti de bizim mi haberimiz olmadı? Cevabını çok iyi bildiğimiz soruları sormaktan açıkçası hicap duyuyorum. Basılı gazetedeki tecrübelerinizi internete taşıyın, buna çok ihtiyacımız var. Ama lütfen, kötü alışkanlıklarımızı bu alana getirmeyin. Bunu yaparsanız sanmayın ki her şeye yeniden başlayabileceğimiz bir mecramız daha ortaya çıkacak” dedi. Haber Bülteni

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER