© Aksaray Portal 2021

Adeta Açık Hava Müzesi

<p>&nbsp;D&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k kanyonları arasında yer alan, tarihi ve doğal g&uuml;zellikleri bir arada bulundurmasından dolayı adeta a&ccedil;ık hava m&uuml;zesini andıran Ihlara Vadisi, y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş yolları ve eşsiz manzarasıyla ziyaret&ccedil;ilerini cezbediyor. Aksaray&#39;ın G&uuml;zelyurt il&ccedil;esi sınırları i&ccedil;erisinde bulunan ve &quot;Kapadokya&#39;nın incisi&quot; olarak nitelendirilen Ihlara Vadisi, ziyaret&ccedil;ilerini doğayla baş başa adeta tarihte yolculuğa &ccedil;ıkarıyor.</p>

Yılda yaklaşık 500 bin yerli ve yabancı turisti ağırlayan Ihlara Vadisi, sonbahar ve kış mevsiminde genellikle Malezya, Japonya, Çin ve Tayland gibi Uzak Doğu ülkelerinden, ilkbahar ve yaz döneminde ise Avrupalı, Arap ve Güney Amerikalı turistlerden ilgi görüyor.

Ihlara'ya bireysel veya tur şirketleri aracılığıyla gelen ziyaretçiler, ilk olarak vadinin tabanına eşsiz bir manzara eşliğinde 382 basamaktan oluşan merdivenle iniyor. Burada Melendiz Çayı'ndan yükselen su sesiyle karşılanan tarih ve doğa meraklıları, çayın iki yanındaki 3,5, 7 ve 14 kilometrelik üç güzergahta, rengarenk kır çiçekleri ve ağaçlar arasında trekking yapma imkanı buluyor.

Çardaklarda Yemek Yiyip, Çaylarını Yudumluyorlar

Hristiyanlığın ilk dönemlerinde dini bir merkez olması dolayısıyla yol boyunca kayalara oyulmuş çok sayıda kilise, şapel ve manastıra merdivenler ile tırmanan ziyaretçiler, yürüyüş sırasında mola yeri olan Belisırma köyünde Melendiz Çayı üzerine kurulan çardaklarda yemek yiyip, çaylarını yudumlayarak yorgunluk atıyor. Belisırma'da 7 kilometrelik yürüyüşlerini tamamlayan doğaseverler, ister çıkışta onları bekleyen tur otobüsleri ile isterlerse yürüyüş yollarını tercih ederek Selime beldesine giderek, burada Hristiyanlar tarafından yaklaşık 1700 yıl önce ilk yüksek sesli ayinin yapıldığı Selime Katedrali'ni de görebiliyor.

Katedralin zirvesine belirgin bir yol olmadığından yeşil ok işaretleri takip ederek tırmanan ziyaretçiler, kaya oyma mekânlar arasından geçerek ulaştığı zirvede, yeşilin ve yüzlerce peri bacasının buluştuğu manzarada dinlenerek, fotoğraf makineleriyle eşsiz anı ölümsüzleştirebiliyor. Katedralden bu kez kırmızı oklar yardımıyla inen ziyaretçiler, 14 kilometrelik yürüyüşlerini sonlandırarak araçlarına binip bölgeden ayrılıyor. Haber: Dilek Eyüboğlu

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER